Page 45 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
P. 45
44 KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
Kur’an bir kültüre inmiştir. Onu başka kültürlere aktarmak
için çok dikkatli olmak gerek. Çanakkale’nin Çan ilçesinde, bir
ِ
ِ
ِ
ِ
imam; ابِارتَِأَ بَعِاوكِوَ*** ابِانَعَِأَوَ قَئِادَحَ **** ازًا َ فَمِ نيِّقِتَمْْلِلَ نِِإِ ayetlerini
َ
ً
ْ
َ
ً َ َ َ َ ً َ ْ َ َ َ َ َ َ َ ُ
aşr-ı şerif olarak okur. Ve arkasından da bizim mealden mana-
ِ
sını okur cemaate. ابِارتَِأَ بَعِاوكِوَ ayetinin (Göğüsleri henüz to-
ْ
َ
ً َ َ َ َ
murcuklanmış yaşıt kızlar.) malum manasını okuyunca, cemaat
Allah’ın kitabında böyle bir şey olur mu diye feveran eder. Ben
meali hazırlarken bu mananın Türk toplumunda yadırganaca-
ğını, anlamı farklı bir üslupla vermemizin daha isabetli olaca-
ğını ifade etmiştim. Hocalarımız bilinen mananın yazılmasını
tercih ettiler. Daha sonra bu yaşanan durumu kendilerine ak-
tardığımda bana hak verdiler ve daha sonraki baskılarda mana-
ِ
yı daha farklı bir üslupta yazdık. Bazı hocalarımız ayetin قَئِادَحَ
َ َ َ
ابِانَعَِأَوَ ayeti ile bağlantı kurarak “üzüm salkım taneleri” anla-
ً َ ْ َ
mında olduğuna dair makul mantıki bir izah yapıyorlar. Biz
meal de anlam tercihi yaparken kullanacağımız mananın tef-
sir geleneğinde mevcut olmasını esas aldık. Bu konuda ise “kîl
kavli” bile olsa o görüşü destekleyecek bir rivayet bulamadık.
Tefsir geleneğinde nakledilmeyen bir görüşü hiçbir müfessir
bunu zikretmediği halde bunu “ben buldum” diye ortaya çık-
manın usul eksikliğinin yanı sıra, bilimsel anlamda çok sağlıklı
olmadığı kanaatindeyim. Yani yüzlerce, binlerce ciltlik bir kül-
ِ
liyat var. Bu külliyatta bir “kîl kavli” bile olsa buradaki بَعِاوكِوَ
َ
َ َ َ
ابِارتَِأَ maksat işte şöyle de denmiştir şeklinde bir rivayet yoksa
ْ
ً َ
ben bunun alınması taraftarı değilim.
Burada bir konuyu dile getirmem gerektiği kanaatindeyim.
İlahi bir metni anlarken kültürel yapıyı dikkate almak kadar
o metni uygularken de toplumun kültür kodlarını dikkate al-
mak büyük önem arz eder. Kur’an-ı Kerim’de hukuk alanında
şu alanda şu kadar ayet; ceza hukukuysa caydırıcılık, borçlar