Page 43 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
P. 43
42 KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
suresindeki şu ayete bu saikle mana verdik. تُِبَثْيُوَ ءا َ شَيُ امِ للّها وحَمْيُ
ُ ْ
�
ُ َ
َ َ ُ
ُ ْ َ
ِ
***بٌاتَكِ ٍ لِّجََأَ ِ� لِّكُلَ ِ
ٌ َ َ ُ
Müşrikler diyorlar ki: “Geçmiş peygamberlere dair muci-
zeler anlatıyorsun, hadi sen de getir.” “Her dönemin kendine
ait bir kuralı var, yani o devir geçti, artık kanun değişti.” ceva-
bı geliyor. Şöyle yorumluyorum. Hz. Peygambere kadar gelen
dinler mucize esaslıdır. Hz. Peygamberden sonra akıl, bilim ve
Sünnetullah dediğimiz kurallar çerçevesinde bir din yaşayaca-
ğız. Kur’an-ı Kerim ile ilgili meal çalışmasından sonra şöyle bir
kanaatim oluştu. Kur’an bir din kitabı olmanın ötesinde bir ha-
yat felsefesi. Biz bu Kur’an’ı gerçekten Tevrat’a döndürmüşüz,
İncil’e döndürmüşüz. Oysa Kur’an öyle heyecan verici bir kitap
ki, öyle bir medeniyet temelleri atan bir kitap ki; öyle bir kafa
isteyen bir kitap ki… Bu kitap adamı rahat bırakmıyor. Şimdi
fakültede özel derslerime gelmeyen bir öğrenci vardı. Gelmeye
başladı. Dedim “Hayırdır?” “Vallahi hocam, filan hocaya gidi-
yorum. Anamdan babamdan duyduğum şeyi dinliyorum, içim
rahat, fakat kafamdaki soruların cevabı yok. Sizi dinliyorum,
kafamdaki soruların cevabı var, fakat içim rahat değil. Acaba
dinden mi çıkıyorum? Acaba sapıtıyor muyum duygusu? Siz
adamı rahatsız ediyorsunuz, adama acı veriyorsunuz, uykusu-
nu kaçırıyorsunuz…” Dolayısıyla yani Kur’an gerçekten Ali
Şeriati’nin ifadesiyle rahatsız etmeye geldim diyor ya. Rahatsız
edici bir kitap yani. Dertlendirici bir kitap ama bunu bu kadar
nasıl nesne haline getirdik? Bence üzerinde uzunca durulmaya
değer bir konu.
ِ
ِ
Bir başka örneğe geçelim. َ لِّجْعِْلَا مِْهُِبِوُلُِقَ يفَْاوبِِر ْ شُْأَوَ Cemal So-
ْ ُ ُ َ
fuoğlu Hoca’m (Allah rahmet eylesin) Türkçeyi güzel kulla-
nırdı. Heyecanlı çok dertli bir hocamızdı. Mustafa Hoca dedi