Page 314 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
P. 314

KUR’AN KUR’AN-I KERİM’İN CEMİ VE TEFSİRİ    313

              Mushaf imlası ile ilgili kullanılan ve dilimize geçen başka
          kelimeler de bulunmaktadır. Mushaf imlası ile ilgili biraz önce
          değindiğimiz resm, resmi ifadelerine ilaveten hece kelimesi de
          Arapçada kullanılıyor. Bu kelime o dönemde Kuran’ın okun-
          masına, hecelenmesi için kullanılıyor. Günümüzde de bu keli-
          meyi dilimizde kullanıyoruz. Har ve çoğulu olan huruf Kur’an
          harfler  için  kullanılıyor, Kur’an’ın  bazı  sure  başlangıçlarında
          bulunan huruf-u mukatta tabiri “hecelenen harfler” anlamına
          geliyor. Bu harfler hecelenerek okunduğu için bu adı almışlar-
          dır. Keza sahife, sayfa, suhuf ifadelerini bugün dilimizde yaygın
          olarak kullanıyoruz. Nitekim “Mushaf ” da “sahife” kökünden
          türemiştir, sayfalı, sayfalanmış demektir.

              Hazreti Osman’ın istinsah ederek çoğalttığı nüshalar bu-
          günkü kurallı Arap yazısından bazı yönleriyle farklı olduğu
          gibi aynı zamanda nokta ve harekelerden de yoksundu. Yani
          bunlarda bugünkü kullanılan hareke sistemi mevcut değildi.
          Aynı zamanda noktalama işaretleri dediğimiz bazı mesela بٌ
          يْ نِ ث تُ خٌ حِ جَ ذَ دَ ve benzeri harfleri birbirinden ayıran şeyler
          sadece üstüne, altına bir, iki veya üç tane konulan noktalardır.
          Bu harflerin noktalarını o dönemde koyma işlemine “i’câm” di-
          yorlardı. Yani eğer bir harfe nokta konulursa “icam” konulmaz-
          sa “mühmel” veya “mühmele” tabiri kullanılıyordu. Dolayısıyla
          Mushaf’ın o dönemdeki imlası konusunda iskelet yazı üzerin-
          de bazı tasarrufların yapıldığı görülüyor.

              Çoğaltılan nüshaların gittikleri şehirlerde, bölgelerde Ulu
          Cami denilebilecek yerlere konulduğunu ve sonra müstensih-
          lerin onlardan istinsah ederek nüsha sayılarını hızla çoğalt-
          tıkları anlaşılıyor. Bu nüsha çoğaltma işleminin çok hızlı ya-
          yıldığını  gösteren kanıtlardan  birisi  Muaviye’yle Hazreti  Ali
   309   310   311   312   313   314   315   316   317   318   319