Page 318 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
P. 318

KUR’AN KUR’AN-I KERİM’İN CEMİ VE TEFSİRİ    317

          edilir. Bu konuda Mehmet Emin Maşalı Hoca’nın doktora ça-
          lışmasında daha geniş ve detaylı bilgi bulmak mümkündür.

              Arap dilinde üstün, esre, ötre denilen kısa sesliler oldu-
          ğu gibi medd-i tabii denilen ve uzatılarak okunan uzun ses-
          li kelimeler de bulunmaktadır. Mushaf imlalarına bakıldığın-
          da bu uzun sesli harfleri belirlemek için harfin yanına bir elif,
          vav veya ye harfi konularak o harfin medd-i tabii denilen uzun
          sesli olarak okunması sağlanıyor. Mesela “melik” kelimesinde
          mim harfinden sonra bir elif konursa “mâlik” şeklinde oku-
          nuyor. Hazreti Osman’ın çoğalttığı nüshalarda bu uzun sesli
          okunacak harflerin yanında, önünde veya altında “elif, vav veya
          ya” harflerinin bulunmadığı ifade edilir. Bugün bu tür harfleri
          uzun sesli olarak okumak için harfin üstüne veya altına küçük
          bir dik çizgi konuluyor ve “dik üstün” veya “dik esre” denilen bu
          çizgi ile uzun okuma ihtiyacı gideriliyor. Dolayısıyla eskiden bu
          tür kelimeleri uzun okumak için Haccac bin Yusuf’’un Kur’an’a
          elif, ye ve vav harflerinden oluşan iki bine yakın harf ilave et-
          tirdiği nakledilir. Bunun sebebi doğru okumayı sağlamak için
          gerekli bir ihtiyacı gidermektir. Uzun sesliler için elif ve ye gibi
          harfleri Haccac’ın daha sonradan Kur’an’a ilave ettirdiği şek-
          linde bazı eleştirel ifadeler var. Gelenekte Mushaf imlası nok-
          tasında Hazreti Osman’ın çoğalttığı Mushaflardaki imla na-
          sıl yazıldıysa öylece yazılsın, Mushaflara hiç bir ilave harf veya
          işaret konulmasın diyen muhafazakârlar olduğu gibi, asıl olan
          doğru okumaktır, dolayısıyla yazı üzerine nokta ve hareke koy-
          makta, bazı simgeler ilave etmekte herhangi bir sakınca yoktur
          diyenler de çıkmıştır.

              Dillerde yazı ve imla birliği tarihi süreçte ve toplumla-
          rın ortak kararı ve kabulüyle oluşur. Hz. Osman’ın çoğaltarak
   313   314   315   316   317   318   319   320   321   322   323