Page 307 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
P. 307
306 KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
vardı. Suffede kalan sahabiler Kur’an eğitimi alıyorlardı. Bi’ri
Maune diye bilinen olayda, Arap kabilelerine Kur’an öğretmek
için gönderilen yetmişe yakın sahabi pusuya düşürülerek bir
kuyunun başında şehit edilmişti. Rivayete göre Hazreti Ömer,
Hz. Ebubekir’in hilafet döneminde başlayan isyanları bastır-
mak için yaşanan Yamame Savaşı’nda birçok hafız sahabinin
şehit edilmesiyle birlikte bir endişeye kapılıyor. Hazreti Ebu
Bekir’e giderek bu Kur’an’ı bir kapak arasına alalım ve cem ede-
lim diye teklif ediyor. Gerekçe olarak da hafızlar giderek ölürse
ve sayıları azalırsa bir tehlike baş gösterilebilir diye düşünüyor.
Hocamızın sabah bahsettiği gibi bu teklif konusuna dair riva-
yetlerle ilgili birtakım farklı şaz görüşleri nakledenler çıkabili-
yor. Ancak bu konuda eser yazan âlimler ve müfessirler arasın-
da genel kabul gören görüş Hazreti Ömer’in teklifine Hazreti
Ebu Bekir’in önce sıcak bakmadığı, fakat sonradan ikna oldu-
ğu ve Hz. Zeyd b. Sabit’i çağırarak ona Kur’an’ı cem et diye
görev verdiği şeklindedir. Önce biraz tereddüt eden Zeyd bin
Sabit’in de bu görevi kabul etmek suretiyle Kur’an-ı Kerim’i
cem ettiğini biliyoruz. Cem edilen bu Kur’an iki kapak arasını
alıp kapatıldığı andan itibaren “Mushaf ” adını alıyor ve bun-
dan sonra artık bizim için Mushaf’ın tarihi başlamış oluyor.
Kur’an-ı Kerim’de diğer ilahi kitaplar için başka ifade-
ler kullanılıyor sifr ve çoğulu esfar bunlar arasındadır. Yahu-
dilikte Sefer Tora bu kökle ilgili kelimelerdir. Yine Yahudi-
lerin kendi âlimleri hakkında kullandığı gibi birtakım ifade-
ler var. Kur’an-ı Kerim’de diğer malzemelerine dair farklı kav-
ram ve ifadeler var. Ama bu suhuf veya mushaf ifadesini ilk
defa Abdullah bin Mesud’un önerdiği veya başka sahabelerin
önerdiğine dair rivayetler var. Sonuçta iki kapak arasına alınan
şeye mushaf denmeye başlanıyor ve bu Mushaf önce Hazreti