Page 306 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI

KUR’AN KUR’AN-I KERİM’İN CEMİ VE TEFSİRİ 305

eliyle gerçekleştirmesidir. Nitekim “Allah iradesini gerçekleş-
tirmek için iyi ve salih kullarını kullanır. Kötü insanlar da ken-
di iradelerini gerçekleştirmek için Allah’ı dini istismar amacıy-
la kullanır” diye bir söz vardır.

Benzer şekilde Kur’an-ı Kerim’de “Biz insanların bir kıs-
mını diğerleriyle defetmese, engellemeseydik yeryüzü ifsat olurdu.”
(Hac, 40) ayeti Allah’ın kullarını kulları ile engellediğini vur-
gulamaktadır. Nitekim cihatla İslam’ı savunan bazı kahraman
insanlara Seyfullah yani Allah’ın kılıcı diyoruz. Allah’ın kela-
mını diğer insanlara taşıdıkları, ilay-ı kelimetullah için savaş-
tıkları için bu unvanı almayı hak ediyorlar. İşte Kur’an’ın pey-
gamber sonrası korunmuş olması konusunu da ben böyle anlı-
yor, bu korumanın kulların vesile ve vasıta kılınmasıyla sağla-
dığını düşünüyorum.

Sonuçta hepimiz Allah’ın yarattığı varlıklarız. Bizim bi-
reysel manada Allah’la olan irtibatımız devam ediyor. Allah’la
olan irtibatımız peygamberlerinki gibi vahiy ilişkisi şeklinde
olmasa da ibadet ilişkisi, akıl ilişkisi, rüya ilişkisi, sezgi ilişki-
si şeklinde devam ediyor. Çünkü bu özelliklerin hepsini bize
bahşeden Allah’tır. Ancak bunların sağladığı işaret ve bilgi-
lerin hiçbirisinde ismet yani doğruluk ve korunmuş olma ga-
rantisi yoktur. Ancak söz konusu peygamberlik ve vahiy olun-
ca işin şekli değişir ve sorumluluğun doğması için Allah Teâla
kendi kelamını vahiy indikten sonra kıyamete kadar beşeri fi-
illerle, eylemlerle korur. Ben yukarıdaki ayeti bu şekilde an-
lıyorum. Fiili olarak Kur’an tarihine baktığımızda benim bu
yorumuma elverişli süreçlerle karşı karşıya kalıyoruz. Hazreti
Peygamber’in vefatından sonra artık vahiy gelme ihtimali kal-
madığı için daha o hayattayken Kur’an’ı ezberlemiş insanlar