Page 300 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
P. 300

KUR’AN KUR’AN-I KERİM’İN CEMİ VE TEFSİRİ    299

          şifahi olarak nesilden nesle aktarılmasıdır. Buna göre cem, şifa-
          hi ve kitabi olmak üzere iki türlüdür.

              Vahyin şifahi cem kısmı Kur’an-ı Kerim’de erken dönem
          Mekki surelerden Kıyamet suresinde zikredilir. Hazreti Pey-
          gamber ilk vahiy tecrübesini yaşadığında biraz acemilik dö-
          neminde olduğu için telaşa kapılıyor, panikliyor ve o panik-
          ten dolayı da gelen vahyi hemen tekrar etmek istiyordu. Ayet-
          lerin hiçbir kısmını kaçırmayayım, atlamayayım, unutmaya-
          yım diye acele ediyordu. Benzer acelecilik durumu erken dö-
          nem surelerinden Taha suresinde de ifade edilir. “Hak ve melik
          olan Rabb’in yüce ve uludur. Biz sana Kuran’ı vahyederken o va-
          hiy tamamlanıncaya kadar acele etme!” (Taha, 114) Benzer çar-
          pıcı ifadeler Kıyamet Suresi’nde de vardır. “Biz sana vahiy in-
          dirirken aceleyle dilini hareket ettirme. Onu cemetmek de okumak
          da bize aittir. Biz onu okuduğumuzda onun okunuşunu takip et.
          Sonra onun açıklaması da bize aittir.” (Kıyame, 16-19) Ayetler-
          den açıkça anlaşıldığı üzere birisi ona okuyor ve onun zihninde
          vahiyler toplanıyor ve Allah Teâla onu toplamak bize aittir diye
          buyuruyor. Aslında ayetteki toplamakla kastedilen senin bel-
          leğinde, zihninde, hafızanda onun ezber olarak kaydedilmesi
          ve toplanması kastediliyor. Ayetin devamındaki “Biz sana onu
          okurken sen onun okunuşunu izle, takip et.” ifadeleri Hazreti
          Peygamber’in fail yani etkin değil, münfail yani edilgen duru-
          munda olduğunu gösteriyor.

              Yukarıdaki ayetler Kur’an lafzen mi indi yoksa mana
          olarak mı sorusuna da cevap niteliğindedir. Aslında bu lafız
          mana ayırımı sonradan ortaya çıkmıştır. Yoksa ayetlerde böy-
          le bir ayırım yoktur. Ben bu ayrımın sonradan ortaya atıldığı-
          nı ve doğru olmadığını düşünüyorum. Kur’an-ı Kerim’in lafzı
   295   296   297   298   299   300   301   302   303   304   305