Page 297 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
P. 297
296 KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
kahramanlık şiirleri söyleyen bir şairin son derece korkak bir
insan olabileceğini anlıyoruz. Oysa peygamberler öyle değildir.
Onların sözleri ile eylemleri birbirini destekler. Ümmetine na-
maz kılmayı ve oruç tutmayı emreden bir peygamber, onlardan
daha fazla namaz kılar ve tutar.
Kadim şiirin vezin ve kafiye gibi kendine özgü özellikle-
ri bulunmaktaydı ve insanlar bu özelliklerden haberdardı. Hz.
Peygamber’e indirilen Kur’an’a bakınca, Kur’an ne şiire ne de
nesre benzediği, ikisinden de tamamen farklı bir üsluba sahip
olduğu görülüyor. Nitekim Müddessir suresinde bahsedilen
inkârcı kâfirin Hz. Peygamber’e inen ayetler karşısında afalla-
dığı, Kur’an’ı nasıl tavsif ve tarif etmesi gerektiğine konusun-
da tereddütler yaşadığı görülür. Kahrolası kâfirin ölçüp biçip
zihninde meseleyi tekrar tekrar düşündüğü, tekrar tekrar ölçüp
biçtikten sonra, en sonunda haksız bir nitelemeyle “bu etkili bir
sihir ve beşer sözü” diye iftira attığı anlatılır.
İslam inancına göre peygamberler beşerdir fakat her biri
seçilmiş insanlardır. Allah Teâla lütuf ve ihsanıyla kimi elçi se-
çeceğine kendisi karar verir ve seçtiği elçiyi ilahi mesajlarını
aktarmakla görevlendirir. Yüce Allah, Yahudilerin ve müşrikle-
rin niye şuna veya buna değil de bir öksüze veya yoksula elçi-
lik verildiği şeklindeki itiraz ve iddialarını şiddetle reddeder ve
elçi seçiminin sadece Allah’ın takdirinde, onun bir fazlı ve ih-
sanı olduğunu vurgular. Peygamberlik arzu ve iradeyle, çaba ve
gayretle olmaz; Allah tarafından seçme ve seçilmeyle olur. Yüce
Allah kullarından birini ve dilediğini kendisine peygamber
olarak seçer, onu kendi kelamının, kendi mesajının elçisi ola-
rak görevlendirir. Risalet süreci başladıktan sonra da elçi, ilahi
mesajları iletme noktasında artık tamamen Allah’ın gözetimi,