Page 282 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
P. 282
VAHİY İNZAL VE TENZİL KAVRAMLARI 281
Prof. Dr. Mustafa ERDEM: Recep Hoca’m.
Prof. Dr. Recep KILIÇ: Ben de Mehmet Hoca’ma çok
teşekkür ediyorum. Bugünkü toplantı çok verimli oldu, aslın-
da çalıştay boyunca yaptığımız her oturum verimli geçti. Allah
sunum yapan bütün arkadaşlardan razı olsun. Vahiyle Batı kay-
nakları özelinde biraz çalıştım. Bu kaynaklarda vahyin mahiye-
ti, usulü, yöntemi, vahyedilen şeyin mahiyeti gibi konular üze-
rinde özel olarak yoğunlaşıyorlar. Bu bağlamda zihnimde şöyle
bir soru oluşuyor: Siz Şuara suresindeki ayete işaret buyurdu-
nuz. Acaba Allah Peygamberimizin önündeki perdeyi kaldırıp
ona vahiy adına bir manzara, bir şey, bir olay, bir durum gös-
terdi de Hz. Peygamber bu vahiy olayında gördüklerini kendi-
si yorumlayarak mı dile getirdi? Bu ayette geçen vahiy, bu şe-
kilde anlaşılabilir mi? Veya böyle olduğu durumlar söz konusu
olabilir mi? Bu soruyu soruyorum, çünkü Kur’an’ın anlamı ile
lafzı’nın kaynağı arasında yapılan ayırım ancak böyle bir vahiy
anlayışında söz konusu edilebilir.
Prof. Dr. Mehmet ÜNAL: Kur’an ayetleriyle ilgili Pey-
gamberin burada –kanaatimce- dahli olamaz hocam. Onu de-
diğimiz anda bu nerede duracak bunu kestiremeyiz. Merak et-
tiğiniz, mesela az önce ismi geçen alandan bir hocamız (Mus-
tafa Öztürk), Tövbe:29 ayetiyle alakalı olarak “Ehl-i kitap’tan
Allah’a ve âhiret gününe inanmayan, Allah ve resulünün yasakla-
dığını yasak saymayan ve hak dine uymayan kimselerle, yenilmiş
olarak ve kendi elleriyle cizye verinceye kadar savaşın.”(Tevbe:29)
ifadelerinin Mekkî ayetlerde işlenen af ve barış telkin eden
“Onlarla en güzel şekilde mücadele et” kabilinden olan mesajlarla
örtüşmediğini ileri sürerek yorumu şu şekilde yapıyor: Hz. Pey-
gamber af, barış ve esenlik telkin eden tüm bu mesajları almış