Page 284 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
P. 284
VAHİY İNZAL VE TENZİL KAVRAMLARI 283
etmek mümkün hale gelebilir. O zaman vahiy sürecine pey-
gamberin de devreye girebilmesi mümkün hale gelir. Tarihsel-
lik bağlamında tartışılan konularda göz ardı edilen bir hususa
Mustafa Hoca işaret etti az önce: İnzalin toplu olarak bir anda
yapılması, sonra bunun parça parça bizim dünyamıza indiril-
mesi meselesi. Bu tasavvurda Allah’ın zamanla ilişkisi meselesi
gözardı edilmektedir. Allah Teâla eğer zamani sürece bağımlı
ise veya zamani sürecin içinde olan bir ulûhiyet varsa o zaman
bu tasavvur akla gelebilir ve anlamlı olur. Ama zamanın dışın-
da, zamandan münezzeh bir ulûhiyet söz konusuysa o zaman
durum değişir ve bu türden bir sorun ortaya çıkmaz.
Prof. Dr. Mehmet ÜNAL: Yani şöyle diyelim. Tanrı’nın
ezeli olan bilgisiyle geçmişi, geleceği zaman diye bir şeyle sı-
nırlanacak bir boyutu yoktur. Dolayısıyla o her zaman için mü-
dahale edebilecek bir yüce ali kudrettir.
Prof. Dr. Recep KILIÇ: Kısaca şöyle diyebiliriz Eğer
Allah Teâlâ zamandan münezzeh ise onun için geçmiş, şim-
di ve gelecek modları anlamsız olur. Bu durumda “şimdi” na-
sıl biliniyorsa “geçmiş” ve “gelecek” de o şekilde bilinir. Fıkh’ul
Ekber’de İmam-ı Azam’ın şöyle bir ifadesi var: “Dünyada ve
ahirette olan her şey ancak Allah’ın meşieti, ilmi, kazası, kaderi ve
levh-i mahfuzda yazması ile olur fakat Allah Teâla’nın yazma-
sı, hükmen değil vasfendir.” Bu ifadede geçen Allah’ın yazısının
hükmen değil de vasfen olmasının arkasında benim âcizane çı-
karımıma göre İmam-ı Azam’ın Allah Teâla’nın zamanla iliş-
kisiyle ilgili bir tasavvuru bulunur. Allah’ın ilim sıfatı gibi vahiy
ve hatta kader meselesi anlaşılırken bu tasavvurun gözönünde
bulundurulması gerekir.