Page 276 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
P. 276

VAHİY İNZAL VE TENZİL KAVRAMLARI          275

          Bu durumda Hz. Peygamber’in ayet arasında bir nefes alması ve-
          silesiyle durduğunda, Şeytan’ın ya da müşriklerden birinin ara-
          ya laf sıkıştırmak suretiyle bu sözü söylediği muhtemeldir, diyor.
          Yani konuya böyle yaklaşan yorumlar da var hocalarım. Ancak
          Hac Sûresi’nin elli ikinci ayetine göre,  mealen Yüce Rabbimiz,
          vahyin muarızları olan kimselere “Siz benim Nebîme etki etme-
          ye çalışsanız da Ben vahyimi korurum, muhafaza ederim. Onla-
          rın müdahalelerini geçersiz kılarım, demiş olmaktadır.

              Dr. Hasan YÜCEL: Hocam affedersiniz şöyle bir rivayet
          de aktarılıyor. Oradaki şeytandan kastın şeytanlık yapan in-
          sanlar olduğu yani bildiğimiz şeytan değil. Hazreti Peygamber
          tam o ayeti söylediği anda az önce söylediğiniz orta yolu bul-
          ma teklifinde bulunanlardan birisi manipülasyon yapma mak-
          sadıyla çıkıp zaten kendi bildikleri, “،ىَلِعِلَا قَيِّنْارغَلَا كَلِتِ  ifadesi-
                                                             ”
                                                 ُ
          ni söylediği, Hz. Peygamber’in de genel adeti üzere bir sûreyi
          okurken, ara vermeden sonuna kadar okuyup ağır ağır okuma-
          sındaki boşluktan da istifade ettiği, sonunda da secde ettikten
          sonra o kimselerin gelip anlaştık mı gibi söylemleri üzerine de
          Kafirûn suresinin indiği aktarılıyor. Aramızda böyle bir anlaş-
          ma söz konusu olamaz tarzında. Dolayısıyla oradaki şeytan ifa-
          desi bizatihi şeytan değil de o insanlar olduğu anlaşılmaktadır.

              Prof. Dr. Mehmet ÜNAL: Ben detaya girmedim kısa kes-
          mek için. Üç ihtimal üzerinde de duruluyor. Kur’an-ı Kerim’de
          münafıklar şeytan olarak isimlendirilir malumunuz. Nitekim
                                                             ِ
                                ِ ِ
          Bakara: 14. Ayette “مِْهُنَيِّطَايِّ َ شْ ىََلَِإِ ْاوَلِخَ اَذَِإِوَ انَمِآ ْاوُلَاَقَ ْاونَمِآ نيُذَِلَا ْاوقَِلَ اَذَِإِوَ
                                                                 ُ
                                          َ
                              ْ   َ      ْ    َ َ َ     ُ َ َ        َ
          َ نِوَؤُِ۬زَهُتَسَمِ نحَنْ امْنِْإِ مْكُعِمِ انِْإِ ْاوُلَاَقَ/ İman edenlerle karşılaşınca “inan-
                     َ
                               َ
                           ْ
             ُ
                        َ
               ْ َ ْ ُ ُ ْ
                          ْ َ َ
                       َ
          dık” derler, şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise “Biz sizin-
          leyiz, biz yalnızca alay etmekteyiz” derler” ifadelerinden bunu
          anlıyoruz.
   271   272   273   274   275   276   277   278   279   280   281