Page 270 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
P. 270

VAHİY İNZAL VE TENZİL KAVRAMLARI          269

          gündüzlü Kur’an talimiyle meşgul olan insanlardı. Peygamber
          aleyhisselam tabii ki onların Kur’an’a yönelmeleri adına hafız-
          ları hep tebcil etmiş ve övmüştür. Hafız olanların mihraba ge-
          çirilmesinde, komutan tayin edilmesinde, mehirde bile hiçbir
          şeyim yok diyene, ezberinde sûrede mi yok diyerek kendilerini
          Kur’an’la yüceltilmesini ve takdir edilmesini sağlamıştır. Hat-
          ta cenazelerde bile yani hafız olanların öne alınması gibi uygu-
          lamaların yapıldığını biliyoruz. Onlar da bu coşkuyla Kur’an-ı
          Kerim’e yoğun bir şekilde gayret etmişlerdir.

              Benzer uygulamayı Hz. Peygamber’den sonra sahabîler
          de devam ettirmiştir. Nitekim Abdullah b. Mesud etrafında-
          ki insanlara yoğun şekilde Kur’an öğretmekle meşgul olmuş-
          tur. Bir seferinde oradan geçen bir yabancının “Bunlar ne ya-
          pıyorlar  böyle”  dediğinde  İbn  Mes’ûd’un, “Ne mi yapıyorlar?
          Muhammed’in mirasını paylaşıyorlar” dediği nakledilir. Dolayı-
          sıyla o dönemde, Kur’an-ı Kerim’in yoğun bir şekilde ezberlen-
          mesi söz konusu olmuştur. Böylece kısa zamanda hafızların sa-
          yılarında bir artış gerçekleşmiştir. Hazreti Ali döneminde sekiz
          binden fazla hafızın olduğundan bahsediliyor.

              Bu konuda şu anekdot çok manidardır. Ebu Ubeyde b.
          Cerrah kendi valilik yaptığı bölgede insanları Kur’an’a teşvik
          etmek amacıyla hafızlık yapanları maaşa bağladığından söz
          edilir. Bunun üzerine tabii ki halkın Kur’an hafızlığına dair te-
          veccühü artmış ve bütçe yetmez olmuştur. Ebû Ubeyde yardım
          konusunda merkezden mali destek istemiştir. Buna karşı Hz.
          Ömer cevabî mektubunda “Onları kendi halinde bırak, insan-
          ların Kur’ân’ı ezberlemekle meşgul olup onun hükümlerini öğ-
                                                  467
          renmeyi terk etmelerinden korkuyorum.”   diyecektir.

          467 Kettânî, Terâtib, II.280
   265   266   267   268   269   270   271   272   273   274   275