Page 248 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI

HZ. PEYGAMBER DÖNEMİNDE KUR’ÂN’IN HIFZI, KİTÂBETİ VE CEM’İ 247

zaman başka şeyler de gündeme gelir ki siz yaptığınız açıkla-
ma ile bunların önünü kestiniz. Hazreti Peygamber’e gelenden
bize kadar gelende hiçbir kesinti yok dediniz. Ama bazıları Hz.
Peygambere gelenin lafız mı yoksa mana mı olduğunu da so-
ruyor ve gelenin mana olduğunu lafzın peygambere ait oldu-
ğunu söyleyenler yanında mananın Cebrail’e, lafzın peygambe-
re ait olduğunu söyleyenler var. Lafız peygambere ait idiyse ve
o gelen lafzı da sahabe-i kiram metne dönüştürdüyse ve pey-
gamberin de o konuda bir garantörlüğü yoksa o zaman burada
ciddi bir sıkıntı ortaya çıkıyor diye düşünüyorum. Bence yaraya
dönüşen bu sorun üzerinde konuşalım ve kendi çapımızda bir
merhem bulmaya çalışalım derim.

Prof. Dr. Hayrettin ÖZTÜRK: Sorun bu. Demin de söy-
ledim. Hocam bu bir sorun, soru değil yani. Soru olsa cevaplan-
dırılır. Sorun olursa altından çıkılmaz tabii. Of’ta bir âlim vardı.
Gali Ömer Efendi derler bu adama. Bu adam yetmiş seksen ya-
şına gelmiş. Kim ona fıkhi bir soru sorsa cevap veriyor. Ona bir
gün ya bunları nasıl hafızanda tutuyorsun demişler. Biz durma-
dan kitap okuyoruz, senin gözlerin de görmüyor, kitap da oku-
muyorsun. Nasıl oluyor da bu kadar bilgiyi hafızada tutuyorsun
deyince ben onu yaşıyorum yaşayan unutmaz kabilinden cevap
vermiş. Şimdi peygamber dönemindeki şu çalışmalar var. Pey-
gamber döneminde Kur’an ezberlenmiş mi? Ezberlenmiş. Biz-
zat peygamber ezberlemiş başta. Sahabe ezberlemiş. Yazılmış
mı? Yazılmış. Tertiplenmiş ve düzenlenmiş mi sırayla? Bir sürü
rivayet var bununla ilgili. Bu da tamam. Mushaf haline sırası ve
tertibi belli mi bugünkü gibi? Belli. Son arza var. Ne yok? Bu-
günkü gibi yazılmış bir Mushaf yok elde. Niye yok çünkü Hz.
Peygamber sahabelerine Kur’an’ı sözel yolla aktarmıştır. Saha-
beler Kur’an’ı kalben öğrenmişler. Vahiy devam da ediyor. Tabii