Page 249 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
P. 249

248             KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI

         nesil meselesi falan da var ama kendileri için yazıyorlar. Met-
         ni de kendilerine göre akrabalarına uzak yerlere ulaştırıyorlar. O
         zaman Kur’an, Müslüman toplumun ayrılmaz bir parçası hali-
         ne geliyor. Yani okuyorlar, anlatıyorlar, tebliğ ediyorlar, yaşıyorlar.
         Yani yaşayan bir Kur’an var ortada. Daha sonra mushafa nakle-
         dildiğinde insanlar gevşiyor ve rahatlıyor. Mustafa Hoca’mın de-
         diği de o zaman ortaya çıkıyor. Nasıl olsa yazıldı. Yani buradan
         okuyan okusun. Ezberlemeye çok fazla gerek yok. Falan deme-
         ye başlıyorlar. Yani peygamber dönemindeki uygulama Müslü-
         manların canlı geleneğinde Kur’an hem sözlü hem de yazılı bir
         metin olarak bulunuyor. Sahabeden gelen rivayetlerden anlıyo-
         ruz ki Peygamber (s.a.s.) kendisine vahyedilen ayetleri orada ha-
         zır bulunanlara okuyor ve yazdırıyor. Kur’an-ı Kerim’in iddialı
         olacak belki ama evet sizin dediğiniz gibi öyle görüşler var, mana
         olarak geldiğine dair. Ben hem lafzıyla hem mana olarak geldi-
         ği kanaatini taşıyorum. Çünkü lafzıyla ibadet ediyoruz. Yani ha-
         disle namaz kılmıyoruz. Hadisler daha çok mana olarak gelmiş
         olarak biliyoruz. Hadislerle namaz kılmıyoruz ama Kur’an’la kı-
         lıyoruz Demek ki lafzı bizim için önemli. O açıdan nasıl gel-
         diyse onu bilemiyoruz Allah bilir ama ümmi olan peygamberin
                              ِ
                                                       ِ
                          ِ
         kalbine o metin ًاقَدَصَمِ للّها  ِ نِْذَِإِِبِ كَِبَْلَِقَ ىََلِعِ هَِلَزَنْ هِنِْإِ َ فَ  َ لِّيُِربَ ِ جْ�لَ ًاوَدَعِ  َ نِاكِ نمِ لُِّقَ
                                     َ
                                                              َ
                          �
                                           َ ُ َ َ َ
                              �
                                                         � ُ َ
                                               ُ
                           َ ُ
                                                                 َ
                                                     ْ
           ِ ِ
                                   ِ
                           ِ
               ِ
          نيِّنَمِؤْمْْلِلَ ىر ْ شَبِوَ ىدَهَوَ هِيُدَيُ نيِّبِ امْ�لَ ayetinde bildirildiği üzere bizzat il-
             ْ
                             َ
          َ   ُ   َ ُ َ  ً ُ َ ْ َ َ ْ َ َ
         ham ediliyor.
                                                    ِ
                 ِ
                                   ِ
                                                             ِ
                           ِ
         ًلاَّوسُرَّ  َ لِّسُريُ وََأَ  ٍبٌاجْحَ ءارَّوَ نمِ وََأَ ًايِّحَوَ  َ لاَِّإِ للّها هِمْ�لِكُيُ نَِأَ ٍرشَبَلَ نِاكِ امِوَ
                                                           َ
            ُ َ   ْ ُ ْ   َ    َ َ   ْ   ْ َ   ُ  َ  ُ َ  َ  ُ  َ  َ َ  َ َ
                                                                 ِ
                                           ِ
                                                           ِ ِ
                                                ِ
                                         مْيِّكُحَ يلِعِ هِنِْإِ ءاشَيُ امِ هِنْْذَِإِِبِ يحَويِّفَ َ
                                                       َ
                                                   َ
                                         ٌ  َ  ٌ  َ ُ  ُ  َ َ   َ  ُ
              ayetinde ifade edildiği gibi ilham yolu var. Perde arkasın-
         dan var. Bir elçi vasıtasıyla geliyor. Ama her halükarda bütün
         bunların neticesinde elçi vasıtasıyla geldiği zaman bir metin
   244   245   246   247   248   249   250   251   252   253   254