Page 193 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
P. 193

192             KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI

         Hafsa’nın evindeki İmam Mushaf getirtilip Peygamber Efendi-
         mizin gözetiminde vahiy kâtibi tarafından vahiyler ona yazılır-
         dı. Birden fazla kâtip, vahyi yazdığından her yazan kişi önceki-
                                 321
         lerin yazdıklarını okurdu.   Vahiyler sadece yazdırılmakla kal-
         maz aksine yazılanlar daha sonra her bir kişiye ulaştırılır, herkes
         ezberler ve kendi kitabına naklederdi. Sahabe o anda odun, ke-
         mik, ağaç kabuğu, ne bulduysa üzerine yazar ve sonra eve gelip
         onu daha uygun yazı malzemeleri üzerine geçirir ve kaybolmasın
                                         322
         diye de bir yerde muhafaza ederdi.
             2.9. Kur’ân’ın Yazıldığı Malzemeler ve Yazı
             Malzemelerinin Mekke’den Medine’ye Taşınması


             Kur’ân’ın üzerine yazıldığı malzemeler hakkında ilk ve en
         önemli kaynak yine Kur’ân’ın kendisidir. Kur’ân’da yer alan vahiy
                                                               324
                                                       323
         malzemelerinin ismini şöyle sıralayabiliriz; Kalem , harir , di-
                                                                  331
            325
                                                         330
                                          328
                            326
                                                  329
                                  327
         han , rakk-ı menşûr , sicl , suhuf , kırtas , kitâb , midâd .
                                                               332
         Bunlarla birlikte; rik’a, lihaf, usub, ektaf, edla, levh ve kadim  de
         321 ‘Imâdî, Cem’ul-Kur’ân, 171.
         322 ‘Imâdî, Cem’ul-Kur’ân, 172.
         323  Alak, 96/4; Lokmân, 31/27; Kalem, 68/1.
         324  Hacc, 22/23. Yazmak için kâğıt yerine kullanılıyordu
         325  Rahmân, 55/37 Dühnun cem’i olup, post, deri anlamında kullanılmıştır
         326  Tûr, 52/3 İnce deri demek.
         327  Enbiyâ, 21/104. Antlaşma anlamında
         328  Taha, 20/133. Sahifenin çoğulu olup 8 yerde zikredilmiştir. Taha, 20/133;
             Necm, 53/36; Abese, 80/13; Tekvir, 81/10; ‘A’lâ, 87/18-19; Müddessir, 74/52;
             Beyyine, 98/2.
         329  En’âm, 6/7, 19, 91.
         330  Çok yerde geçer.
         331  Mürekkep anlamında olup yazma işinde kullanılıyor. Bkz: Kehf, 18/109.
         332 Ramyâr, Târîh-i Kur’ân, 276, 50; Ebu’l-Fadl Cemâluddîn Muhammed İbnu
             Manzur, Lisânu’l-Arab, tsh. Emin Muhammed Abdulvahhâb ve Muhammed
             Sâdık el-Ubeydî, (Beyrut-Lübnan: 1996), 5/291.
   188   189   190   191   192   193   194   195   196   197   198