Page 110 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
P. 110

KUR’ÂN’IN KELİME SEÇİMİNDEKİ TİTİZLİĞİ     109

          erkek veya bir mümin kadının, Allah ve resulü bir emir ve hüküm
          verdiklerinde artık işlerinde bundan başkasını seçme hakları ola-
          maz. Allah’ın ve resulünün emrine itaat etmeyenler doğru yoldan
                             137
          açıkça sapmışlardır.”  Ayetin sebebi nüzulü olarak Hz. Pey-
          gamberin Zeynep bnt. Cahş ile evlatlığı Zeyd b. Harise’yi ev-
          lendirmek istediği sırada buna Zeynep bnt. Cahş ve kardeşi
          Abdullah b. Cahş’ın karşı çıkması gösterilmektedir. Ayetle Hz.
          Peygamberin tasarruf ve fiillerinin Müslümanlara yönelik bağ-
          layıcı etkisi sübut bulmuş olmaktadır. 138

                                               ِ
                                                  ِ
                                  ٍ �
                                            �
                                                        ِ
                                                               ِ
                                  �
              g- Helak, yok olma:دَيُدَجَ  ٍ قَْلِخَ يفََلَ انْاء ضَرََّ ْ لاَّا يفَ انَْلَِلِضْ اَذَاء او ٓ قَوَ
                                                                  ُلَاَ
                                         َ
                                                            َ
                                              َ
                                                         َ
                                     َ
                                                                    َ
                                               َ
                                                   ْ
                                                                َ
             ِ
                     ِ ِ
          َ نِوَرفَاكِ مِْهُِبِرَّ ءآقِلِِبِ مْهَ  ْ لِّبِ/İnkârcılar şöyle derler: “Toprakta kaybolup
                      َ
              َ
                          ُ
                             َ
                 ْ � َ
             ُ
                         ْ
          gittiğimizde biz yeniden mi yaratılacakmışız?” Aslında onlar rab-
                                                        139
          lerinin huzuruna çıkacaklarını inkâr etmektedirler.
                                        ِ
                                                     ِ
              h- Unutma: ىرخَلأَا امْهَادَحَإِ ركِ َ ذِتَ َ فَ امْهَادَحَإِ  َ لِّضَتِ  ْ نِأَ/ iri unutur-B
                                                      َ
                             ْ
                                              ُ
                                        � ُ
                            َ      ُ َ ْ  َ      ْ
                                  140
          sa diğeri hatırlatsın diye…  Borçlar hukukunu tanzim eden bu
          ayette verilen borcu yazmak için bir kâtip iki tane de erkek
          şahit bulundurulması emredilmiştir. İki erkeğin bulunamadığı
          durumlarda ise bir erkek iki kadının şahitlik yapması istenmiş-
          tir. İki kadının şahitliğine gerekçe olarak da onlardan birinin
          unutması durumunda diğerinin hatırlatması gösterilmiştir. Bu-
          rada dalalet kelimesi unutma manasında kullanılmıştır.
                                   ِ
                              �
                                         ِ
                           �
              ı- Bilgisizlik: نيِّ�لَا ٓ ضَلَا نمِ ۬انَْاوَ ًاذَا اهُـَٔتَْلِعِ َ فَ  َ لٍاَقَ/ Mûsâ, “Ben” dedi, “O
                                     َ
                               َ
                            َ
                                  َ
                                      َ
                                           َ
                                           ٓ ُ َ
          işi, (sonunun ölüme varacağını) bilmeden yaptım.”  141
          137  Ahzab, 33/36.
          138 Zemahşerî, Keşşâf, III, 539; el-Kurtubî, Ebû Abdillah Muhammed b. Ahmed,
              el-Câmi‘ li ahkâmi’l-Kur’ân, thk. Ahmed el-Berdûnî, İbrahim Etfîş, (Kahire:
              Dâru’l-Kütübi’l-Mısriyye, 1964), XIV, 186.
          139  Secde, 32/10.
          140  Bakara, 2/282.
          141  Şuârâ, 26/20.
   105   106   107   108   109   110   111   112   113   114   115