Page 115 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
P. 115

114             KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI

             Bu kelimenin cahiliye döneminde de dua manasına geldi-
         ğine el-‘Aşâ’nın şu beyti misal gösterilmiştir:

                      ِ
                                             ِ
                          ِ
                  مْسَتِرَّاوَ اهُنْدَ ىَلِعِ ىَ�لِصَوَ             اهُنْدَ يفَ حَيُرلَا اهَُلِبِاقَوَ
                     َ
                    َ  َ  � َ  َ  َ َ        � َ  َ     َ َ
             (Şarap tüccarı) içki küpünü rüzgâra doğru tuttu sonra da (ekşimesin,
             bozulmasın) diye (ىَلِصَ ) “duâ etti” ve küpün ağzını kapattı
             el-‘Aşâ’ya ait bir başka beyit şöyledir:
                                                         ِ
                            ِ
             ً لاَحَتِرمِ تُبِرقَ دَقَوَ يتَنَِبِ  ُ لٍوقِتِ   اعِجَولَاوَ بٌاصَوَلأَا يبِأَ بَنَجَ  ِ بٌرَّ ايُ
                َ
                             ْ
               َ ْ ُ ُ
                                      َ َ َ
                                             َ
                                                        ْ � َ �
                     َ
                    ِ
                                                ِ
                             ِ
                                          ِ ِ
                                                             ِ
             اعِجَْطَضَمِ ءرمْلَا  ِ بَنَجْلَ نِإِفَ امِويُ       يضَمْتَغَا َ فَ تُيَِّلِصَ يْذِلَا  ُ لِّثْمِ كَيِّلِعِ
                                            َ ْ
                  ْ
                              َ
              َ َ  ُ  ْ َ  ْ َ   ً
             Kızım, yolculuğum yaklaşınca şöyle dua eder: Ya Rabbi babamı
             sıkıntı ve meşakkatlere karşı koru!
             Ey kızım bana ettiğin(تُيِّلِصَ ) “duânın” aynısı senin için de
             olsun ama artık yat. Çünkü vücudun dinlenmeye ihtiyacı var. 151
             İbnu’l-Cevzî salât kelimesinin müfessirler tarafından on
         farklı manada tefsir edildiğini belirtmiştir:
                                                                   �
                               ِ ِ
                                                               �
             a-Şer‘î ibadet: مْهَ ةٍرخَٰ ْ لاَّاِبِ مْهَوَ ةٍوكِزَلَا  َ نِوتِؤْيُوَ ةٍوٰلِصَلَا  َ نِومْيِّقِيُ نيُذَِلََا
                                                     َ
                                                 ُ ْ
                                         َ ٰ َ
                                       ُ
                            ْ  ُ  َ   ْ َ         ُ َ   َ    ُ ُ َ
            ِ
         َ �نِونَقَويُ / Namazlarını özenle kılan, zekâtı veren ve âhirete kesin
           ُ
             ُ
                          152
         olarak inananlar;”  Ayette kelime, şer’î ıstılahta kazandığı an-
         lam olan, vakitleri ve şekli belli ibadet anlamına gelen namaz
         manasında kullanılmıştır.
                                      �
                                                                    ِ
                                                             ِ ٓ
             b- Mağfiret ve istiğfâr: نيُذَِلَا اهُيَُا ايُ يِبَنَلَا ىََلِعِ  َ نِوُلِصَيُ هِتَكُئَٰلِمِوَ  � للّها نِا
                                             �
                                                                   َ
                                                        َ ُ ُ َ َ
                                         َ ُ ٓ ِ َ
                                    َ
                                                   َ
                                                              َ َ َ
                                            َ
                                              �
           �
                    ِ
                 ِ
         ًامْيِّلِسَتِ اومْ�لِسُوَ هِيَِّلِعِ اوُلِصَ اونَمِٰا /  llah ve melekler peygambere salât edi-A
             َ
                      َ
                           َ
                              ُ َ
            ْ
                ُ َ َ ْ
                                                             153
         yorlar; ey iman edenler, siz de ona salât ve selâm okuyun.”
         151  İbn Düreyd, Cemheratü’l-luğa, I, 115; Ezherî, Tehzîb, XII/165, 166.
         152  Lokman, 31/4.
         153  Ahzab, 33/56.
   110   111   112   113   114   115   116   117   118   119   120