Page 107 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
P. 107
106 KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
Dalâlet kavramı bunlar dışında genelde sabit duran şey-
lerin yerini bilmeme, ölüp toprak olma manasında da kulla-
ِ
ٍ �
�
ِ
ِ ِ
ِ
ِ
nılmıştır. مِْهُِبِرَّ ءآقِلِِبِ مْهَ ْ لِّبِ دَيُدَجَ ٍ قَْلِخَ يفََلَ انْاء ضَرََّ ْ لاَّا يفَ انَْلَِلِضْ اَذَاء او ٓ قَوَ
�
َ
ُلَاَ
ْ � َ ْ ُ َ َ َ َ َ ْ َ َ َ َ
ِ
َ نِوَرفَاكِ/”İnkârcılar şöyle derler: “Toprakta kaybolup gittiğimizde
َ
ُ
biz yeniden mi yaratılacakmışız?” Aslında onlar rablerinin huzu-
runa çıkacaklarını inkâr etmektedirler. 126
Bu kelime çeşitli türevleriyle beraber Kur’ân’da ortalama
200 defa zikredilmiştir.
İbnu’l-Cevzî dalalet kelimesinin tefsirlerde on farklı ma-
nada kullanıldığını belirtir:
ِ
a-Küçük düşürmek ve rezil etmek: هِتَمْحَرَّوَ كَيَِّلِعِ � للّها ُ لِّضَ َ فَ َ لاَّوَلَوَ
َ
ْ
َ
ُ ُ َ ْ َ َ
ْ َ
ْ
ٍ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ٓ ِ
َ لٍزَنَْاوَ ءي َ شْ نمِ كَنْوَرضَيُ امِوَ مْهُسَ ُ فَنَْا َ لاَّا َ نِوُلِضَيُ امِوَ �كَوُلِضَيُ ْ نَِا مْهُنَمِ ٌةٌ َ فَئِآ َطَ تُمْهَُلَ
�
َ َ
َ
ُ
ْ
َ ْ
ْ ُ ْ
ْ
ْ
ُ َ َ
َ
ُ
َ َ
ُ َ َ َ ْ ُ َ
ْ
�
ِ
ِ
ِ
ًامْيِّظَعِ كَيَِّلِعِ � للّها ُ لِّضَ َ فَ َ نِاكِوَ �مَْلِعِتِ نكُتِ مَْلَ امِ كَمَْلِعِوَ َةٌمْكُحَْلَاوَ بٌاتَكُْلَا كَيَِّلِعِ � للّها
َ
ْ
ْ
َ
َ ُ ْ ْ ُ َ
َ
َ
َ
َ َ َ
َ
َ
َ َ َ
َ
َ
َ ُ
ْ
ْ
ْ
/Allah’ın sana lutfu ve esirgemesi olmasaydı onlardan bir güruh
seni yanıltmaya yeltenmişti; hâlbuki onlar ancak kendilerini sap-
tırırlar, sana hiçbir zarar veremezler. Allah sana kitabı ve hikmeti
indirmiş, bilmediğini sana öğretmiştir. Sana Allah’ın lütfu gerçek-
ten büyük olmuştur. 127
Züfer kabilesinden Ta’me b. Ubeyrik olayı müfessirlerin it-
tifakı ile Nisa Sûresinin 105-115. ayetlerinin nüzul sebebidir.
Olayın özeti şöyledir: Ensardan Katade b. Nu`man`ın zırhı ça-
lınır. Zırh, içinde un bulunan delikli bir torba içerisindedir. Zır-
hı çalan kişi bunu Zeyd b. Semin adında bir Yahudi`nin evinde
saklar. Zırh, sahipleri tarafından öncelikle Ta‘me b. Ubeyrik’ın
evinde aranır. Ta‘me zırhı çalmadığını söyler ve yemin eder.
Bunun üzerinde torbadan dökülen unların izi sürülerek Zeyd
126 Secde, 32/10.
127 Nisa, 4/112.