Page 109 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
P. 109
108 KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
şünme yetisini kaybettiğini kani olduklarını ifade etmişlerdir.
Ancak buradaki dalaletin peygamberlerin ismet sıfatıyla çeli-
şecek bir sapkınlığa düşme hali olmadığına yönelik uyarılar da
tefsirlerde yer bulmuştur. 132
�
ِ ِ
�
d- Azap, zorluk ve sıkıntı: نيُذَِلَا ِ لِّبِ ٌ�ةٌنَ ِ جَ هِِبِ مَُا ًابِذِكِ � للّها ىََلِعِ ىرتَ ْ فََا
َ
َ
َ
َ
َ
َ
ْ
ٰ
ِ �
ِ
ِ ِ ِ
دَيِّعِبَْلَا ِ لٍ َ لاَضَلَاوَ ِ بٌا َ ذِعِْلَا يفَ ةٍرخَٰ ْ لاَّاِبِ َ نِونَمِؤْيُ َ لاَّ /Allah hakkında yalan mı
َ
ُ ْ
َ َ َ َ ُ
uyduruyor, yoksa aklını mı yitirmiş bu?” Bilâkis! Asıl âhirete inan-
133
mayanlar azaptadırlar ve tam bir sapkınlık içindedirler.” Râzî,
dalaletin دَيِّعِبِ/tam sıfatıyla nitelenmesinin sebebi olarak şunları
ifade etmektedir: “Hidayete erdirilmiş birini dalaletle nitele-
mek dalalettir. Ancak insanlara hidayet yolunu gösteren yani
‘hâdî’ bir peygamberi cinnet ve dalaletle nitelemek derin bir
sapıklıktır.” 134
e- Geçersizlik, faydasızlık: ً�لاَّامْعَِا نيُ � رسَخََ ْ لاَّاِبِ مْكُئَِبَنَنْ ْ لِّهَ ْ لُِّقَ
ُ ُ َ ُ
ْ
َ
َ ْ
َ
�
َ
ْ
�
ِ
ِ
ِ
ًاعِنَصَ َ نِونَسَحَيُ مْهُنَْا َ نِوبَسَحَيُ مْهَوَ ايِّنْدَلَا ةٍويِّحَْلَا يفَ مْهُيِّعِسُ َ لِّضْ نيُذَِلََا ﴾١٠٣﴿
ْ ُ
َ
َ
ْ
ُ
ٰ َ
ُ ْ ُ ْ ُ
َ
ُ
ُ َ ْ َ ْ َ َ
ْ ُ ُ ْ َ
﴾١٠٤﴿ / e ki: “Size, iş ve davranışları bakımından en çok ziya-
D
na uğrayanları bildirelim mi? Onlar, iyi yaptıklarını sandıkları
135
halde, dünya hayatında çabaları boşa giden kimselerdir.” Tef-
sirlerde, amelleri boşa gidenlerin Hristiyanlıktaki ruhban sı-
nıfı, ehl-i kitap veya Hariciler olduğu yönünde çeşitli görüşler
serdedilmiştir. 136
ِ
ِ
ِ ٍ ِ
f- Hata: َ نِوكُيُ ْ نَِا ًارمَِا ٓ هُِلَوسُرَّوَ � للّها ىَضََقَ اَذَا ةٌنَمِؤْمِ َ لاَّوَ ٍ نمِؤْمْلَ َ نِاكِ امِوَ
َ
َ
ُ
َ ْ
ْ
ُ
َ َ
ُ
َ
ُ
ُ َ َ ُ
َ
ْ
ِ
ِ
ِ
ِ
ًانَيِّ�بَمِ ًلاَّ َ لاَضْ َ لِّضْ دَقِ َ فَ هَِلَوسُرَّوَ � للّها صِعِيُ نمِوَ �مْهَِرمَِا نمِ ةٍريِّخَْلَا مْهَُلَ / Bir mümin
َ ْ َ
ُ
َ
ْ ْ
ُ
ُ
ُ ُ
ُ َ َ َ
َ َ
ْ َ ْ َ َ ْ
132 Zemahşerî, Keşşâf, II, 446; Râzî, Mefâtîh, XVIII, 508.
133 Sebe, 34/8.
134 Râzî, Mefâtîh, XV, 195.
135 Kehf, 18/103, 104.
136 Zemahşerî, Keşşâf, II, 749; Beydâvî, Nâsıruddin Ebû Saîd, Envâru’t-Tenzîl ve
esrâru’t-Te’vîl, thk. Muhammed Abdurrahman Maraşlı, (Beyrut: Dâru İhyâi
Turâsi’l-Arabî, 1997), III, 294.