Page 416 - islam
P. 416

Allah Katındaki Din: İSLAM  391


           edilememektedir. Bu konuda tarikatların hepsini aynı kefe-
           ye koymak doğru olmamakla birlikte, Türk toplumu ve kül-
           türündeki tarihsel birikimi kullanmak isteyen ve tarikatları
           istismar eden kişi veya kuruluşlar bu alandaki otorite boşlu-
           ğundan yararlanmaktadır.
           Çeşitli sebeplerle yeterli din eğitimi alamayan insanlar, ma-
           nevi ihtiyaçlarını gidermek ve Allah’a kulluk görevini gereği
           gibi yapabilmek için bir arayış içinde bulunmaktadırlar. On-
           lar bu eksiklerini giderebilmek için yakın çevrelerinden işit-
           tikleri tarikat liderleri veya kanaat önderi olarak tanınan bazı
           kimselerin  yanına  sokulmakta  ve  bu  ihtiyaçlarını  orada  gi-
           dermenin yolunu aramaktadır. Adına hoca, mürşit, şeyh tabir
           edilen bu kimselerin, dinlerini doğru bir şekilde öğrenmek
           ve yaşamak isteyen insanlara bu hizmeti ne kadar doğru ve
           iyi verebildikleri hususunda kuşkular bulunmaktadır. Temel
           din eğitimi almayan, normal bir Müslüman için bile zaruret
           ifade eden bazı dinî bilgiler konusunda yetersiz, halk arasın-
           daki meşhur bir ifade ile  “kerameti kendinden menkul” kim-
           seler, dinin şekli unsurlarını öne çıkararak, kulaktan dolma
           bilgi, kıssa veya hikâyelerle kendinelerine sığınan insanların,
           müritlerinin/müntesiplerinin  dini  ihtiyaçlarını  karşılamaya
           çalışmaktadır.

           Günümüzde tasavvuf alanında faaliyet gösteren kurumlar ve
           kimselerin belli bir kısmı, dini altyapısı olmayan, din eğitimi
           alamamış fakat insan olarak dine muhtaç kimse ve kesimler
           üzerinde yoğunlaşmaktadırlar. Dini yönden muhtaç olanların
           elinden tutmak, onlara hakkı ve batılı öğretmek, içine düş-
           tükleri bataklıktan, manevi bunalımdan kurtarmak, doğruyu
           yanlışı göstermek, onları Allah’ın emir ve yasaklarını bilen ve
           uygulayan insanlar haline getirmek elbette çok yararlı ve ha-
           yırlı bir iştir. Ancak unutulmaması gereken husus atalarımız
           tarafından  söylenen  “kemâlât,  kemâlât  ile  olmaz”  (mükem-
           mellik,  kötü  aletlerle  mümkün  değildir)  sözüyle  çok  güzel
           izah edilmektedir. Başka bir kelamı kibarda; “kendisi himmete
   411   412   413   414   415   416   417   418   419   420   421