Page 419 - islam
P. 419
394 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
larından ihsan alabilmek için camiye gelen insanlardan söz
ettiği hatıra gelmektedir. O Allah’ı zikretmesi gerekenlerin,
elde edecekleri dünyalık için “çil ü pencah” (kırk elli) şeklinde
tespih çekmelerine şahit olmuş, çok üzülmüş ve “Sizden kim
uzak olursa Allah’a yakın olur.” demiştir.
Günümüzde tarikatları ve tasavvuf hayatını olumsuz şekil-
de etkileyen ve tarikatlar hakkında eleştiri konusu olan bir
başka husus da onların sekülerleştiği/dünyevileştiği, ekono-
mik ilişkileri ve kazanımları ön plana çıkardıkları iddiasıdır.
Bu durum, asr-ı saadette ve ona yakın dönemlerdeki züht
hayatını tercih eden bu alanın öncülerinin inanç, felsefe ve
uygulamalarına tamamen ters bir durum olarak değerlendi-
rilmektedir. Zira ehl-i tasavvuf bu uygulamalarla, ahiret yeri-
ne dünya hayatını tercih etmekte, Allah rızasını kazanmanın
tasavvufi metodu olarak kabul edilen züht ve riyazet yerine
nefsin arzu ve isteklerine uygun hareket ettikleri şeklinde
sorgulanmaktadır.
Tarikatların geçmişte toplumsal birliğe sağladığı katkılar,
devletin çözülme sürecine girdiği dönemlerde milli dayanış-
ma ruhunu nasıl ayağa kaldırdığı bilinen bir husustur. Onlar
hangi tarikatın mensubu olursa olsun aynı yüce hedefe yü-
rüyen insanlar olarak kendi aralarında birlik ve dayanışma
içinde hareket ederek insanlığın kurtuluşuna katkı sağlamış-
lardır. Günümüzde tarikatların aynı dinin ve geleneğin men-
subu olmalarına, aynı ismi taşımalarına rağmen birlik ve da-
yanışma ruhunu oluşturamamalarının sebebi kaybedecekleri
siyasi otorite veya ekonomik çıkarlar olsa gerektir.
Din, insanlık tarihinin başlangıcından itibaren var olmakta-
dır ve dünyanın sonuna kadar da bu varlığı devam edecektir.
Geçmişte din konusundaki eksikleri tamamlamak ve yanlış-
ları düzeltmek için Allah’ın insanlara bir yardımı olarak pey-
gamberler gönderilmişti. Ancak Hz. Muhammed’den sonra
peygamberlik halkası kapanmıştır. Kur’an-ı Kerim’in beyanı-