Page 411 - islam
P. 411

386  Prof. Dr. Mustafa ERDEM


           Ehl-i tasavvuf, Kur’an-ı Kerim’deki bazı ayetleri zahirî anla-
           mından  hareketle  velilerin  Allah  katındaki  makamı  olarak
           yorumlar:  “Haberiniz  olsun  ki,  Allah  dostlarına  asla  korku
           yoktur; onlar üzüntü de çekmeyecekler. Onlar ki iman etmişler
           ve takvaya ermişler, işte onlara hem bu dünya hayatında hem
           de ahirette müjdeler olsun! Allah’ın sözlerinde değişme olmaz.
           İşte bu büyük bir kurtuluştur.” (Yûnus, 10/62-64).

           Ehl-i Sünnet inanışa göre velinin makamı ne kadar yüksek
           olursa olsun, hiçbir veli Hz. Peygamber’den daha yüksek bir
           makamda  değildir.  Velilerin  peygamberlerin  mucizelerine
           benzer fakat onlardan gaye ve içerik bakımından farklı kera-
           metleri vardır. “Keramet”, Allah’ın veli kullarının gösterdikleri
           olağanüstü hâllerdir. Velilerin kerametleri tabiat kanunlarına
           aykırı  değildir,  fakat  bunların  oluşumunda  birtakım  olağa-
           nüstülükler vardır.

           Peygamberlerin  mucizesi  yoktan  bir  şey  meydana  getirme
           veya bir şeyin asli tabiatını değiştirmek gibidir. Mucize pey-
           gamberliğin delillerinden biridir. Peygamberler din tebliğci-
           leri oldukları için mucizeleri açıkça gösterirler. Her ne kadar
           peygamberler istedikleri zaman mucize gösteremeseler bile,
           mucize  onların  peygamberliklerinin  ispatı  için  zaruri  olan
           hâllerden birisidir. Velilerin böyle bir görevi ve sorumluluğu
           olmadığı, kendilerini ispat etmek durumunda bulunmadıkla-
           rı için peygamberlerin aksine onların kerametlerini gizleme-
           leri daha doğru olur. Çünkü keramet velinin asli özelliği de-
           ğildir. Tam aksine Allah’a olan yakınlığı dolayısıyla kendisine
           bağışlanmış bir lütfu ilahîdir. Buna mukabil gerçek hayatta ve
           algıda keramet, velinin ayırt edici vasfı gibi görülmüş ve veli
           denince hemen akla keramet gelmiştir. Buna rağmen tasav-
           vuf ehli arasında keramet fazla ilgi gören bir hâl değildir.
           Muhammed Hamidullah keramet konusunda şöyle bir değer-
           lendirme yapmaktadır: “Genellikle mutasavvıf, gösterdiği ruhi
           çabalarla  yetenek  veya  kabiliyetlerinden  bazılarını  geliştirir.
   406   407   408   409   410   411   412   413   414   415   416