Page 39 - Türk Ortodoks Patrikhanesi
P. 39

30                                            Dr. Mustafa  BAŞ


          Nafaka takdiri  ile  ilgili olarak 22 Cemaziy' el-ahir 1 1 2511 7 1 4   tarihli ve­
          rilen  bir  kararda  şöyle  denilmektedir  :  "Sille  Köyünden  Beleşi  Oğlu
          Burak  adlı  zimminin  küçük  kızı  Küpeli'nin  annesi  Güllü  kızı  Zeyne
                                                    i
          isimli  Nasrani  mahkemeye baş vurarak kızı  Küpel ' ye  babasından  inti­
          kal malından kadr-ü kifaye  bir nafaka tayin  edilmesini  istemiş  mahke­
          mede  durumu incelemiş Küpeli'ye 8  akçe  yevmiye nafaka verilmesini
          kararlaştırmıştır. " (3 1  ı
              Konya Sille'nin Kozyaka Mahallesi  İsterçekoz  Kilisesinin  onarımı
          ile ilgili belgede geçen isimler de yine dikkat çekicidir: "Medine-i Kon­
          ya nevahisinden Sudirhemi nahiyesine tabi' merhum ve mağfur'un-leh
          Sultan Alaaddin tebeserehu eykaf-ı kuralarından Sille nam karyede ehl­
          i zimmet-i kefere reayasından Yori  veledi Yari,  İstirati  veledi Arslan ve
          Todori  veledi  Hücrev  ve  Bayram  veledi  Murat  ve  Menayil  veledi  De­
          veci  ve  Mihayet  veledi  Ayvaz  ve  Bekli  veledi  Vasi!  ve  Yanye  veledi
          Karlı  ve Arslan ve Gözme Keşiş veledi Köstendil..." (32)
              Zikredilen  isimler, bu  insanların  Türk asıllı  Hiristiyanlar olduğunu
          ortaya koymaktadır.  Konya-Sille yöresindeki  Hıristiyanların,  Ermenis­
          tan  Seferinden  getirilen  Hıristiyan  Türk  esirler  olduğunu  söyleyen
          Özönder, Konya'nın diğer yörelerine  yerleşmiş bulunan ve Türkçe ko­
          nuştuğu  halde Rumca bilmeyen,  Türkçe  isimler  kullanan  Hıristiyanla­
          rın,  Balkanlardan  getirilerek  buralara  yerleştirilmiş  Peçenek Türkleri
          olduğunu  ileri  sürmektedir (33 l.
             "Kapadokya'daki  Sinasos"  (Ürgüp)  isimli  eserde  Kapadokya'da
          yaşayan Hıristiyanların genel olarak XIX. Yüzyıla kadar Türkçe konuş­
          tuğu,  birçok  dini  kitapların da Türkçe  olarak  basıldığı  ve  bu  durumun
          önlenmesi  için de özellikle bu yüzyılın başından itibaren Rumca'nın öğ­
          retilmesi  hususunda  yoğun  faaliyetlerin  yapıldığı  belirtilmektedir.  An­
          cak  yapılan  bu  faaliyetlere  rağmen  okula  devamedip  Rumca  öğrenen
          öğrencilerin daha sonra  yaz tatillerinde öğrendiklerini  unuttukları  vur­
          gulanmaktadır (34 l.

          (3 1 ) Özgökmen, Konya Şer'iye Sicilleri, 53.
          (32) Özönder,  1 ı 2 .
          (33) Bkz. Özönder, 42.
          (34) Bkz. Browning, 8, Yukarıda belirtilen Kayseri Yöresinden bir grup Hıristiyan'ın şikayetinde de
             bu husus vurgulanmaktadır. Bkz. BOA, YMTV. 41/43.
   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44