Page 246 - Microsoft Word - orjinal
P. 246

246                      øSLÂM HUKUK FELSEFESø

           de zikredilmektedir. 295
              Baúka bir örnek de úöyledir: Hanefîlerde tercih edilen görüúe göre,
           tek baúına bir ine÷in vakfedilmesi gibi, insanların vakfetmeyi âdet
           haline getirmedi÷i menkul malların vakfedilmesi sahih de÷ildir. Fakat
           bir çiftli÷in, içindeki inek ile birlikte vakfedilmesi gibi, bu malların bir
           akara ba÷lı olarak vakfedilmesi geçerlidir. 296
              Bu zikredilen kâidelerin bir benzeri de, “(Bir úeyin olmasını) en-
           gellemek, (olduktan sonra) ortadan kaldırmaktan daha kolaydır.” Me-
           selâ “øslâm köleli÷i engeller, fakat kölelik gerçekleútikten sonra kal-
                       297
           dırmamıútır.”  Bunun anlamı, bir Müslüman köle  yapılamaz; fakat
           bir köle Müslüman olursa, øslâm’ı kabul etmesi ondan köleli÷i kaldır-
           maz.
              C. Nimet külfet dengesi
              Mecelle’de bu konuda iki temel kâide yer almaktadır: “Külfet, ni-
           met karúılı÷ındadır. Baúka bir deyiúle bir úeyden menfaatlanan kimse,
                                     298
           o úeyin zararına da katlanır.”  Bu kâide Mecâmi‘den alınmıú olup, 299
           bunun benzeri baúka kâideler de bulunmaktadır.
              Mecelle’de, “Ortak bir malın onarılması gerekirse, sahipleri hisse-
                                                      300
           lerine göre onarıma iútirak ederler” denmektedir.  Çünkü ortaklardan
           birinin, kendi hissesine göre zarara katlanmaksızın, yararını elde et-
           mesi câiz de÷ildir. Bunun gibi øslâm hukukunda mirasçının, mirastaki
           hissesi oranında ölenin borcunu ödemesi ve bazen de mirastaki hakkı
           oranında yakınlarının nafakasını üstlenmesi gerekir. 301
              Zarar nimet  karúılı÷ında oldu÷u gibi,  bunun zıddı da  geçerlidir.
           Meselâ Mecelle’de, “Nimet külfete, külfet de nimete göredir” den-

          295  øbn Kâdi, Câmiu’l-Fusûleyn, c. II, s.321.
          296  el-Mevsili, el-øhtiyâr, c. II, s.106.
          297  øbn Receb, Kavâid, n. 134. s. 300-301.
          298  “Mazarrat menfaat mukâbelesindedir. Ya’nî, bir úeyin menfaatına nâil olan ânın,
             mazarratına mütehammil olur” (md. 87).
          299  Güzelhisari, el-Menâfi, s. 336. Latincesi “Ubi emolumentum ibi onus”
          300  Md. 1308.
          301  Burada “bazen” denilmiútir. Çünkü nafaka, bazı durumlarda  mirastaki hakkına
             bakılmaksızın yüklenmektedir.  Meselâ fakir bir kiúinin dayısı ile ana-baba bir veya
             baba bir amcasının o÷lu bulunsa, Hanefîlere göre, mirası amcasının o÷lu aldı÷ı hal-
             de, dayı nafakayla yükümlü olur.
   241   242   243   244   245   246   247   248   249   250   251