Page 248 - Microsoft Word - orjinal
P. 248
248 øSLÂM HUKUK FELSEFESø
E. Mâni‘ ve muktezînin aynı anda bulunması
Muktezî, herhangi bir fiilin iúlenmesini gerekli kılan sebep; mâni‘
ise, engellenmesine sebep olan úeydir. Bu ikisi bir meselede bulundu-
307
÷unda, hangisi tercih edilecektir? Bu konuda el-Eúbâh’ta ve Mecel-
le’de, “Mâni‘ ve muktezî çeliútiklerinde, mâni‘ öncelenir. Bu sebeple,
rehin veren kiúi, rehin alanın yanında bulundu÷u sürece rehin verdi÷i
308
malı satamaz” denilmektedir.
Burada, rehin verilen úeyde muktezî ve mâni‘ birleúmiútir: mukte-
zi, sahibine satıú da dâhil olmak üzere tasarrufta bulunma yetkisi ve-
ren mülkiyet hakkı; mâni‘ ise rehin olarak verilen úeyin alacaklı elinde
kalması ve sahibinin tasarrufuna engel olmasıdır. Kâide gere÷i burada
mâni‘ tercih edilir ve rehin verilen úey alacaklının elinde bulundu÷u
sürece rehin veren kiúi tasarrufta bulunamaz. 309
Bu kâide “Bir úeyde helâl ile haram birleúti÷inde, haramlık a÷ır
basar” úeklindeki di÷er bir kâideden çıkarılmıútır. Bu kâidenin de,
“Bir úeyde helâl ve haram birleúti÷inde, haram helâle a÷ır basar” úek-
lindeki hadise dayandı÷ı söylenmektedir. 310
F. Mülkiyet sebebinin de÷iúmesi
Mecelle’de “Mülkiyet sebebinin de÷iúmesi, eúyanın kendisinin de-
311
÷iúmesi gibidir” denmektedir. Bu kâide Mecâmi‘de, hem aynı lafız-
la, hem de “Sebeplerin farklılı÷ı, kendisinin farklılı÷ı hükmündedir”
307 øbn Nuceym, el-Eúbâh, s. 47; es-Suyûtî, el-Eúbâh, s. 80.
308 “Mâni‘ ve muktazî teâruz ettikde mâni‘ takdim olunur. Binaen alâ zâlik bir adam
borçlusu yedinde merhun olan malını âhare satamaz” (md. 46).
309 Bk. Mecelle, md. 747. Lübnan Kanunu’nda da benzeri hüküm yer almaktadır:
Rehin veren kiúi, menkul olan rehini satamaz. Ancak satıú için uygun bir fırsat çık-
tı÷ında hâkimin iznine dayanarak satabilir. Bkz. 20 Kasım 1932 tarihli, 1932 yıl ve
2736 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 46 L sayılı Kanun Hükmünde Kararname,
md. 14. Ancak gayrimenkul ipote÷inde, ipotek devam etmek kaydıyla rehin verilen
gayrimenkul satılabilir. Bkz. zikri geçen 3339 sayılı Mülkiyet Kararı, md. 146, 147.
310 ez-Zeylâî, Kenz, c. VI, s.54. es-Suyûtî Beyhakî’nin bu hadisi zayıf kabul etti÷ini,
Abdürrezzak’ın Musannef’inde øbn Mes‘ud’dan mevkuf olarak rivâyet etti÷ini, Ha-
fız Irakî’nin de hadisin aslı olmadı÷ını söyledi÷ini belirtmiútir. Bkz. Agm. el-Eúbâh,
s. 48. Aynı úekilde Muhammed Beúîr el-Ezherî de bu hadisi uydurma hadisler ara-
sında zikretmiútir. Bkz. el-Ezherî, Tahzîru’l-Müslimîn mine’l-Ehâdisi’l-Mevdûa, s.
81.
311 “Bir úeyde sebeb-i temellükün tebeddülü ol úeyin tebeddülü makamına kâimdir”
(md. 98).