Page 245 - Microsoft Word - orjinal
P. 245

SUBHø RECEB MAHMESÂNÎ                245

              Ancak yasak olan bu iúlem, baúka geçerli bir iúleme tâbi olarak
           meydana gelirse sahih olur. Buna bekâen câiz hale geldi denir. Sözge-
           limi bir kiúi bir akarın tamamını hibe etse, daha sonra baúka biri bunun
           yarısının kendisine ait oldu÷unu iddia  edip ispat etse ve bu  konuda
           yargı kararı alınsa; hibe geriye kalan yarı hissede geçerli olur. Hâlbuki
           bu ortak mal hisseli oldu÷u için, baúlangıçta hibe edilemez; ancak hibe
           bekâen geçerlidir.
                                  289
              Bu anlamda el-Eúbâh  ve Mecelle’de; “Bekâen olan, baúlangıçta
                                    290
           olandan daha kolay/hafiftir” ; “Baúlangıçta kabul edilmeyen, bekâen
                         291
           kabul edilebilir.  Meselâ hisseli bir malın hibe edilmesi geçerli de-
           ÷ildir. Ancak bir kiúi, akarını baúkasına ba÷ıúlasa ve daha sonra bu
           akarda hakkı olan biri ortaya çıksa; hak sahibinin ortaya çıkmasından
           sonra akar, hisseli bir mal olmasına ra÷men, geri kalan kısımda hibe
           geçerlidir.” 292
              el-Eúbâh’tan naklen 293  Mecelle’de geçen úu kâide de buna yakın-
           dır: “Yapılmasına tek baúına izin verilmeyen bir úeye, tâbi olarak izin
           verilebilir. Müúteri, satılan úeyi teslim almak üzere satıcıyı vekil yap-
           sa, geçerli de÷ildir; ama satın aldı÷ı zahîreyi ölçüp koymak için satıcı-
           ya çuvalı verip o da zahîreyi çuvala koyarsa, artık bu teslim alınmıú
                  294
           sayılır.”  Bu örnek, Câmiu’l-Fusûleyn’in “Bizzat kendisi kastedildi-
           ÷inde sâbit olmayıp, zımnen ve hükmen sâbit olan úeyler” bölümünde

          289  øbn Nuceym, el-Eúbâh, s. 89.
          290  “Bekâ, ibtidâdan esheldiri”, yani bir úeyin devam etmesi, ilk defa meydana gelme-
             sinden daha kolaydır (md. 56).
          291  Farklı ifadeleri için bkz. øbn Nuceym, el-Eúbâh, s. 49; Güzelhisari, Menâfi, s. 334.
          292  “øbtidâen tecvîz olunmayan  úey bakâen tecvîz olunabilir. Meselâ, hıssa-i  úâyiayı
             hibe  etmek sahih de÷ildir. Amma bir mal-i mevhûbun bir hıssa-i  úayıasına bir
             müstehak çıkıp da zabtetse hibe bâtıl olmayıp hisse-i bâkiye mevhûbun lehin malı
             olur.” Yani, baúlangıçta yapılması câiz olmayan bir úey, sonradan câiz hale gelebi-
             lir. Mesela baúlangıçta ayrılmıú olmayan bir hisseyi ba÷ıúlamak geçerli de÷ildir, an-
             cak ba÷ıúlanan bir malın ortak hissesine bir hak sahibi çıkıp ele geçirse ba÷ıúlama
             geçersiz olmayıp, geride kalan hisse lehine ba÷ıú yapılan o kimsenin malı olur.
          293  es-Suyûtî, el-Eúbâh, s. 83; øbn Nuceym, el-Eúbâh,  s. 87. Ayrıca bu eserde, “Bizzat
             kendisi kastedildi÷inde kabul  edilmeyen, bir  úeyin zımnında kabul edilebilir”
             kâidesi de bulunmaktadır.
          294  “Bizzat tecviz  olunmayan  úey  bitteba’ tecviz  olunabilir. Meselâ, müúteri mebi’i
             kabz için bâyi’i tevkil etse câiz olmaz. Amma iútira eyledi÷i zahireyi ölçüp koymak
             için bâyi’a çuvalı verip o dahi zahireyi çuvala vaz’edicek zımnen ve tebe’an kabz
             bulunur” (md. 54).
   240   241   242   243   244   245   246   247   248   249   250