Page 237 - Microsoft Word - orjinal
P. 237

SUBHø RECEB MAHMESÂNÎ                237

              E. Delillerle ølgili Di÷er Konular
              1. Yazılı Delil
              Günümüzde belge ve senetlerden oluúan yazılı delil, ispat yolları-
           nın en önemlisi ve en kuvvetlisi kabul edilmektedir. Bunun sebebi,
           eskiye kıyasla yazının daha yaygın ve kolay oluúudur. Hatta daha önce
           geçti÷i gibi, Lübnan ve Osmanlı kanunları da dâhil olmak üzere mo-
           dern kanunların pek ço÷u, önemli medeni davalarda bu delili zorunlu
           görmüú, sınırlı ve istisnâî durumlar dıúında úâhitli÷i kabul etmemiútir.
              Ancak eskiden durum böyle de÷ildi. Meselâ ortaça÷larda Fransız
                                                               246
           Kanunu’nda “úâhitlik yazıdan önce gelir” denilmekteydi.  Aynı úe-
           kilde, günümüzdekine nispetle geçmiúte yazının az oluúu ve “Belirli
           bir vadeye kadar bir birinize borç verdi÷iniz takdirde onu yazın. Ara-
                                                         247
           nızda do÷rulukla tanınmıú bir kâtip onu yazsın…”  âyetinde ortaya
           konuldu÷u gibi,  vadeli borçlanmaların dıúında insanların senet kul-
           lanmaya alıúkın olmayıúları sebebiyle,  øslâm hukukunda da  úâhitlik,
           bilinen yaygın bir delil olarak kabul edilmiútir. Fakihlerin ço÷unlu÷u,
           bu âyette geçen yazma ve  úâhit tutmanın, zorunluluk bildirmek için
           de÷il, tavsiye niteli÷inde oldu÷unu söylemiúlerdir. 248
              Bunun için fıkıh kitaplarında, úâhitli÷e verilen önem, yazılı delille-
           re gösterilmemiútir. Yazılı delilin kabulünün úartları konusunda, farklı
           görüúler bulunmaktadır. Her halükârda yazılı delil, fakihler tarafından
           aslî ispat yollarından biri olarak kabul edilmemiú, sadece ikrar konu-
                                                                      249
           sunda veya ikrar edenin yazısına úâhitlik ba÷lamında zikredilmiútir.
              Burada ihtilâfın ayrıntılarına girmeyip, sadece Mecelle-i Ahkâm-ı
           Adliyye’deki bu konuyla ilgili bilgileri özetlemekle iktifa edece÷iz:
               Hanefî  mezhebinde  “yazıya güvenilemeyece÷i ve onunla amel
           edilemeyece÷i” temel prensip olarak kabul edilmiútir. Çünkü  “yazı
           yazıya benzer” veya  el-Fetâva’l-Hayriyye’nin yazarının ifade etti÷i
           gibi, yazı, “øslâm’ın delil olarak benimsedi÷i úâhitlik, itiraf ve yemin-


          246  Bkz. Colin et Capitant, Cours, Paris 1924, c. II, s.221.
          247  Bakara 2/282.
          248  er-Râzî, Mefâtihu’l-Gayb, c. II, s. 364.
          249  es-Serahsî, el-Mebsût, c. XVIII, s.172 vd.; Hattâb, Ebû Abdillâh, Mevâhibu’l-Celîl
             ùerhu Sîdî Halîl, Mısır, 1328-1329/1910-11, c. VI, s.187 vd.;  øbn Ferhûn,
             Tebsiretü’l- Hükkâm, c. I, s.294.
   232   233   234   235   236   237   238   239   240   241   242