Page 236 - Microsoft Word - orjinal
P. 236
236 øSLÂM HUKUK FELSEFESø
Bu tür yemin, øslâm hukukundaki bir úâhit ve davacının yemini ile
hüküm vermeyi kabul eden mezheplerde davacıya teklif edilen yemine
benzemektedir. Hanefîler ve Mecelle’nin bu tür yemini kabul etmedi÷i
daha önce açıklanmıútı.
Mecelle’de kabul edilen temel kural úöyledir: “Yemin ancak karúı
tarafın talebiyle verdirilir. Ancak hâkim dört durumda, talep olmaksı-
zın yemin teklif eder. Birincisi, bir kiúi terikede bir hakkı oldu÷unu
iddia ederek bunu ispat ederse, hâkim davacıya, herhangi bir úekilde
bu hakkını vefat eden kiúiden almadı÷ına, onu ibrâ etmedi÷ine, alaca-
÷ını baúkasına havâle etmedi÷ine ve baúkası tarafından verilmedi÷ine,
ölenin kendisini bu hak karúılı÷ında rehin bırakmadı÷ına yemin verir.
Bu yemine yemîn-i istihzar denir. økincisi, bir kiúi bir malı hak etti÷i-
ni iddia edip davasını ispat edince hâkim, o malı kimseye satmadı÷ına,
hibe etmedi÷ine, özetle herhangi bir úekilde mülkünden çıkarmadı÷ına
yemin verir. Üçüncüsü, müúteri malı ayıplı oldu÷u için iade etmek
istedi÷inde, hâkim bu ayıbı ö÷rendikten sonra sözlü olarak razı olma-
dı÷ına veya mal sahibi gibi bir tasarrufta bulunmadı÷ına yemin verir.
Dördüncüsü ise, úuf‘a konusunda hüküm verirken hâkim, úuf‘a hakkı
sahibine, herhangi bir úekilde bu hakkını düúürmedi÷ine dair yemin
verir.” 243
ølk durum, yani yemin-i istihzar, bütün Hanefî bilginlerinin itti-
fakla kabul ettikleri bir yemindir. Di÷er yemin çeúitlerini, ømam Ebû
Yûsuf kabul etmekle birlikte, ømâm-ı Azâm ve ømam Muhammed
kabul etmemiúlerdir. Daha sonra ømam Ebû Yûsuf, bu yemin çeúitle-
rine bir yenisini daha ilave etmiútir. O da, bir kadının, kendisinden
haber alınamayan uzaktaki kocasından nafaka talep etti÷inde, kocası-
nın kendisine bir úey bırakmadı÷ı ve nafaka vermedi÷i hususunda
Allah’a yemin etmesi durumudur. 244
Son olarak Mecelle’de, hâkimin her iki tarafa da yemin teklif etti-
÷i, ahvâl-i tehâlüf olarak isimlendirilen durumlar bulunmaktadır.
Ancak bu kitabın sınırları içinde, bu konulara girilmeyecektir. 245
243 Md. 1746.
244 øbn Bezzâz, el-Fetâva’l- Bezzâziye, (el-Fetâva’l-Hindiyye’nin kenarında) c. V,
s.168-169.
245 Bkz. Mecelle, md. 1778 vd.