Page 135 - Microsoft Word - orjinal
P. 135

SUBHø RECEB MAHMESÂNÎ                135

           ları tekdüze, sâbit bir úekilde devam etmez; zamana ve mekânlara göre
           de÷iúir, bir halden di÷erine intikal eder. Bu de÷iúiklik úahıslar, zaman-
           lar ve beldelerde meydana geldi÷i gibi, devletlerde, kıtalarda, asırlarda
           ve yörelerde de  meydana gelir. Bu, Allah’ın, eskiden beri kullarına
           uyguladı÷ı de÷iúmez kuralıdır,” demektedir 5
              ùüphesiz bu sosyal gerçek, toplumun durumunun de÷iúmesiyle,
           maslahatlarının da de÷iúmesini gerektirir. Daha önce açıklandı÷ı gibi,
           her hukuk sisteminin temeli insanların yararına dayalı olunca,  dinî-
           hukukî hükümlerin zamanın de÷iúmesine ba÷lı olarak de÷iúmesi; mu-
           hit ve sosyal çevrenin durumundan etkilenmesi aklen zorunludur.
              øbn Kayyım, “zaman, mekân, durum, niyet ve âdetlerin de÷iúme-
           sine ba÷lı olarak fetvânın da de÷iúece÷ini” kabul etmekle isâbet etmiú-
           tir. Bu açık duruma dikkat çekerek “Bunun bilinmemesi, úerîata karúı
           büyük hata yapılmasına; insanların yararını gözetmede  en yüksek
           mertebeye sahip yüce dinin getirmeyece÷i güç yetirilemeyecek zorluk,
           meúakkat ve tekliflerin yüklenmesine sebep olur” demesi de,
           isâbetlidir. 6
              Bugün Montesquieu ve onun gibi di÷er sosyoloji ve hukuk bilgin-
           lerinin ortaya koydukları  bu hakikatlerin, daha önce hicrî 8., miladî
           14. asırdan itibaren  øbn Kayyım el-Cevziyye,  øbn Haldûn gibi Arap
           fakihler tarafından da fark edildi÷ini unutmamamız gerekir. Bu bilgin-
           ler, Batılı bilginlerden en az dört asır önce bu görüúleri ortaya koy-
           muúlardır. 7
                                                       8
              Mecâmi‘de bu anlamda kurallar geçmektedir. Mecâmi‘den nakle-
           den Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye’de “Zamanın de÷iúmesiyle ahkâmın
                                                 9
           de÷iúmesi inkâr olunamaz” denilmektedir.  Fakihlerin açıklamalarına
           uygun olarak bu kâide, zamanın de÷iúmesine “mekân ve durumların
           de÷iúmesi” de eklenerek tamamlanması gerekir.
              Bu kural,  úer‘î hükümlerin üzerine bina edildi÷i maslahatların
           araútırılmasını gerektirir. Maslahatlar, hükümlerin illeti ve temel da-

           5  Ibn Haldun, Mukaddime, s. 24.
           6  Ibn Kayyım, ø‘lâmu’l-Muvakki‘în, ay.
           7  Bkz. Mahmesânî, Les idées économiques d’lbn Khaldoun, Lyon 1932, s. 99, 171.
           8  Güzelhisari, Menâfi, s. 328.
           9   Md. 39.
   130   131   132   133   134   135   136   137   138   139   140