Page 126 - Microsoft Word - orjinal
P. 126

126                     øSLÂM HUKUK FELSEFESø

           maktadır. Ayrıca, müçtehidin görüúünde isâbet veya hata edebilece÷i-
           ni göstermektedir. Müçtehidin aklî konularda isâbet etmesi gerekti÷ini
           ileri süren Mu'tezîlenin aksine tercih edilen görüú budur.  163
           Mu’tezilenin bu iddiası, takatin üstünde bir tekliftir. Bu ise dinen câiz
           de÷ildir. Nitekim  Kur'an'da  "Allah kiúiyi, ancak gücünün yetti÷iyle
           yükümlü kılar" buyurulmaktadır. 164
              øçtihadın gereklili÷i ve taklidin haram olması, bir müçtehidin veya
           hâkimin, hatalı oldu÷u ortaya çıktı÷ında önceki görüúüne ba÷lı olma-
           ması gerekti÷i sonucunu ortaya koyar. Hz. Ömer'in Ebû Mûsâ el-
           Eú‘arî'ye yazmıú oldu÷u mektupta bu manayı destekleyen úu ifadeler
           yer almaktadır: "Bugün bir konuda hüküm verir, daha sonra içtiha-
           dından dönüp de do÷ruyu bulursan,  verdi÷in hüküm seni do÷ruya
           dönmekten alıkoymasın. ùüphesiz do÷ru olan eskiden beri do÷ru
           olandır ve bir úey onu iptal edemez. Do÷ruya dönmek, yanlıúta ısrar
           etmekten daha hayırlıdır." 165
              Son olarak úunu da belirtmek gerekir ki, ømâmiyye ùîa’sına göre
           içtihat, Ehlisünnet’tekinden daha geniútir. Onlara göre içtihat kapısı
           sürekli açıktır ve bugüne kadar da  böyle gelmiútir. Onlar içtihada,
           kıyas ve icmâın üstünde daha büyük bir önem vermektedirler. ømam,
           müçtehitlerin üstünde bir otoritedir, müçtehitler ilimlerini ondan alır.
           Sünnîlerdeki halîfenin aksine, onlara göre imam hatadan korunmuútur.

              D. Hangi Durumlarda Taklît Câizdir
              Anlamadan ve (dayandı÷ı) delili bilmeden baúkalarının görüúleri-
           ne uyma anlamındaki taklit, içtihat yapabilecek kiúiler için câiz de÷il-


          163  el-Âmidî, el-øhkâm, c. III, s.146-147.
          164  Bakara 2/286.
          165  Farklı varyantlarıyla birlikte bu meúhur mektubun tam metni için bkz. el-Mâverdî,
             Ebul Hasan Ali, el-Ahkâmu's-Sultaniyye ve’l-Vilâyâti’d-Diniyye, Kahire ts., s.  68;
             Ibn Kayyım,  ø‘lâmu'l-Muvakki‘în, c. I, s.72; es-Serahsî, el-Mebsût, c. XVI, s. 60
             vd.; øbn Abdirrabbih, økdu'l-Ferîd, c. I, s. 37; øbn Kuteybe, Uyûnu'l-Ahbâr, c. I, s.
             66; øbn Haldûn, Mukaddime, s. 192; Ahmet Zeki Saffet, Cemheretü Resâili'l-Arab,
             Kahire, 1937, c. I, s. 252; el-Âmidî, el-øhkâm, c. III, s. 81 ve di÷erleri. Bu mektûbu
             pekçok güvenilir râvi nakletmiútir. Uydurma oldu÷unu ileri süren øbn Hazm gibi
             bazı araútırmacılar haberin sıhhatinde úüphe etmiútir. Bkz. øbn Hazm, Risâlâtü’n-
             Nebz fî Usûli'l-Fıkhi'z-Zâhirî, Kahire 1360, s. 51; øbn Hazm, el-Muhallâ, c. I, s. 99;
             Dr. Abdulkadir, Kitâbu Tarîhi'l-Fıkhi'l-øslâmî, s. 70.
   121   122   123   124   125   126   127   128   129   130   131