Page 115 - Microsoft Word - orjinal
P. 115
SUBHø RECEB MAHMESÂNÎ 115
temeye hakkın yoktur. øtaat, sadece Allah’ın veya Resulünün itaat
edilmesini emretti÷i kimseyedir. Do÷ru olan, Allah ve Resulünün
uyulmasını emretti÷i úeylere uymak veya bir nassın belirledi÷i yahut
delillerden çıkarımda bulunmak suretiyle iúaret etti÷i hususlara itaat
etmektir.” 126
østihsanın hüccet oldu÷unu söyleyenler birçok delil ileri sürmüú-
lerdir. Bu delillerden birisi; “Dinleyip de sözün en güzeline uyanlar”
âyetidir. 127 Bir baúka delil de, “Müslümanların güzel kabul ettikleri,
Allah katında da güzeldir” 128 úeklindeki øbn Mes‘ûd hadisidir. Ancak
istihsanı kabul etmeyenler, âyetin istihsana delâlet etmedi÷ini, hadisin
de icmâa iúaret etti÷ini söylemiúlerdir.
Son olarak belirtilmesi gereken husus, istihsanın “müçtehidin aklı
ile güzel gördü÷ü ve görüúü ile meyletti÷i úeydir” úeklinde üçüncü bir
yorum biçiminin daha oldu÷udur. Ancak bu yorum geçerli de÷ildir.
Çünkü bu, sırf kiúilerin e÷ilim ve arzularına dayandırılmaktadır. Bu
ise, tercih edilen görüúe göre, Hanefiler ve ømam Mâlik tarafından
reddedilmiútir. 129
C. Mürsel Maslahat
øslâm dininin ibadetler kısmıyla ilgili esas olanın, onların dinin
emretti÷i úekilde yerine getirilmesidir. øbadetlere iliúkin hükümlüler
dinî delillerle bilinmektedir. Bu hususta farklı mezhep imamları ittifak
etmiúlerdir. Ancak ibadetler konusu her halükârda konumuzun dıúında
kalmaktadır. Aynı úekilde Dâvûd ez-Zâhirî dıúındaki imamlar, øslâm
hukukunun muâmelât kısmında hükümlerin illet ve maksatlarının an-
laúılabilir oldu÷u ve bunların insanların maslahat ve yararları üzerine
bina edildi÷i konusunda görüú birli÷i içindedir. 130
E÷er úerîat, nass, icmâ veya kıyas yoluyla herhangi bir meselede
kamu yararının belirleyici bir faktör oldu÷unu veya tersini beyan et-
miú ise, buna uyulması gerekir. Ancak herhangi bir beyanda bulun-
126 eú-ùâfiî, el-Umm, c. VII, s. 273, 274.
127 Zümer 39/18.
128 Bu hadisin kayna÷ı daha önce belirtilmiúti.
129 eú-ùatıbi, ø‘tisâm, a.y.; øbn Melek ùerhu’l-Menâr, s. 285.
130 Zâhirilere göre, muâmelat alanı da, ibadetler gibi, taabbudî olup, gerekçelerinin ras-
yonel izahı yapılamamaktadır.