Page 65 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
P. 65
64 KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
yaptığım mantık hatalarını lütfen yakalayın. “Bunu söylüyor-
sun, bak bununla örtüşüyor mu” anlamında? Beni en çok mutlu
eden şey bu. Ama kendimce de sorunuzu cevaplandırmaya ça-
lışayım. Şimdi hocam; din, Kur’an, İslam, din olmanın ötesinde
gerçekten bir medeniyetin kodlarını bize anlatan bir medeniyet
bir hayat felsefesi kitabı. Ama hocam sonuçta genel bir felsefe.
Bunu geçen bir felsefe hocasına söyledim. “Yok canım
abartıyorsun” dedi bana. Ama hocam müçtehitler zaten bu
felsefeye binaen bir din inşa ediyorlar. Kendi kültürlerine uy-
gun vaziyette. Şimdi şöyle bir kalıp cümle kursam hoş görün.
“Kur’an’ın ne dediğinden daha çok ne demek istediği önem-
li.” Müçtehitin ne dediği de önemli değil. Ne demek istedi-
ği önemli. Bey’ bi’l-vefa diye bir kavram var. Riba kavramına
farklı bir anlam yüklemişler. Buhara bölgesinde finans sıkıntısı
başlayınca, buna çözüm bulmak için klasik fıkha aykırı bir hü-
küm inşa etmişler. Hanefilerde malını şartlı satmak fasit akittir
ve ribadır. Demişler ki: “istediğimde geri almam şartıyla sana
satıyorum” ve kendi kurallarını toplum ihtiyacı sebebiyle ihlal
etmişler, problemi o şekilde çözmüşler. Şimdi burada ben kal-
kıp da Buhara bölgesindeki bir fıkıh inşasını buraya aynen ak-
tarmayacağım. Şunu aktaracağım. Diyeceğim ki; ya bu fakihler
riba kavramıyla alakalı usul koymuşlar. Fakat bu usul işleme-
miş. Tutmuşlar problemi çözmek için istisnai anlamda ya da is-
tihsani anlamında bir Bey’bi’l-vefa kavramı üretmişler, çözmüş-
ler. Mesela bugün Dövize Çevrilebilir Mevduat meselesi sık-
ça soruluyor. Şöyle bir eleştiri yapılıyor: “Fakirlerin ödedikleri
vergilerle bunları sübvanse etmek caiz midir? Oysa bu yöntem
kullanılmasaydı belki döviz iki katına çıkacaktı. O zaman fakir
daha da batacaktı. Öyleyse toplumun maslahatı açısından bu
uygulama neden caiz olmasın. Bu ne Bey’bi’l-vefa’ya benziyor