Page 53 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
P. 53

52              KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI

         tanışıyorum ama mealiniz elimden düşürmediğim bir meal.
         Öğrencilerimiz de mealinizi görme hususunda çok istekliler.
         Hocam şöyle bir sorum var. Siz mealinizin çoğu yerinde o dö-
         nemin algısını bize yansıtmaya çalışmışsınız. Yani onların ne
         anladığını vermeye çalıştınız. Bugün toplantınızda da yerleşik
         kültüre daha çok atıf yaptınız. Yani Kur’an’ın indiği toplumun
         anladığından ziyade bizim için neyi ifade ettiğine atıf yaptı-
         nız. Benim açımdan burada çelişki gibi görünen şey meali meal
         olarak bırakıp daha sonra tefsir şeklinde kültüre vurgu yapmak
         mı, buradaki kastınızı öğrenebilir miyim?

             Prof. Dr. Mustafa YILDIRIM: Hasan Hoca’m, aslında
         her ikisi. İndiği dönemin muhataplarının ne anladığı ile bizim
                                                                 ِ ِ
         ne anlamamız gerektiğine dair bir yaklaşım. Yani Kur’an  رَّذِنَتَلَوَ
                                                                َ ُ َ
          اهَُلَوحَ نمِوَ ىرقِْلَا مُُأَ merkezli gelmiş bir Kur’an. ًةٌمْحَرَّ  َ لاَِّإِ كَانَْلِسُرََّأَ امِوَ
                     ُ
          َ ْ َ ْ َ َ  َ  َ                          َ ْ َ  َ َ  َ ْ  َ َ
            ِ
               ِ
          نيِّمَْلَاعِْلِ�لَ ise biraz ufuk açıldıktan, alanı genişledikten sonra he-
          َ
              َ
         def büyütmüş bir ifade. Fakat Peygamberin (s.a.s.) ölüm döşe-
         ğinde Kur’an’ın toplanmasıyla ilgili bir derdi yok. Ben yapaca-
         ğımı yaptım diyor. Akıllı uslu adamlarsınız. Gerisini siz halle-
         din der gibi. Bize bırakıyor. Ve onun danışmanlığında diyelim
         doktorasını yapmış sahabiler de gerçekten ruhunu anlamış ve
         harika bir din algısı inşa etmiş. Bir hocamızdan duymuştum:
         “Hz. Peygamber kendi döneminin Kur’an müfessiriydi. Yani
         peygamberin hadislerini İslam’ın o günkü şartlarına göre an-
         lamak gerekir. Peygamberden sonra o hadislerin ahlaki ya da
         ufuk açan mesajlar dışındaki uygulamalar bizi bağlamaz.” Do-
         layısıyla ayetler, “o günkü Araplar ne anladı? Araplar ne yaşadı?
         Ve neyi amaçladı?” yönünde tercüme edilmeli. Ama biz bunu
         yaparken; sizin çelişki dediğiniz şeyi anlamaya çalışıyoruz. Biz
         bunu yaparken kastımız şuydu.
   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58