Page 322 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
P. 322
KUR’AN KUR’AN-I KERİM’İN CEMİ VE TEFSİRİ 321
kelimesi de böyledir. Bugün “kelâle” kelimesi “kef, lam, elif, lam
o
ve te” harfleri ile ةٌلَلاَكِ larak yazılıyor. Ancak ilk Mushaf nüs-
halarına baktığımızda onlarda bu kelimenin bugünkü gibi de-
ş
ğil de iki tane lam ile ةٌلِلِكِ eklinde yazıldığı görülüyor. Bu şe-
kildeki elif harfi eksik olarak yazıldığında kelime “kelele” ola-
rak da “kelâle” olarak da okunabilir de okunabilir. Zaten kıraat
farklılıklarının ortaya çıkmasının temel sebeplerinden birisi de
bunların bu okumalara elverişli olabilmesidir.
Hülasa Hazreti Osman’ın yaptığı cem, bazı Oryantalistle-
rin iddia ettiği gibi yeni bir derleme işlemi değil aslında üm-
meti yazı iskeletinde ve okumada toplama ve cem etme çabası-
dır. Bu şekilde yazı ve okuma birliğini sağlayarak demin dedi-
ğimiz noktada ümmetin birliğini resmi olarak sağlamıştır. Bu
ittifakla birlikte daha önce telaffuzda zorlanan bazı kimselere
tanınan kaynaklarda “ehruf-u seb’a” denilen ve bir anlamının
da “aynı manaya gelen farklı bir kelimenin tercih edilebilme-
si ruhsatı” olan uygulama bitmiş olmaktadır. Bugün ülkemiz-
de biz bir kelimeye “fındık” mı diyeceğiz yoksa karadeniz yö-
resinde söylendiği gibi “finduk” mu yoksa doğuda söylendiği
gibi “fındığ” mı diyeceğiz? Bizim Erzurum ağzında bu kelime
“fındığ” diye söyleniyor. Bu gibi durumlarda geçerli olan eski
payitahtımız olan İstanbul Türkçesidir. Benzer durum İngiliz-
ce için de geçerlidir. Günümüzde İngiltere’de çok farklı ağız-
lar var. Ancak resmi başkentte Kraliyet’in konuştuğu Lond-
ra İngilizcesidir. Diğerleri resmi olarak kabul edilmemektedir.
Yerel ağızlar ve lehçeler konuşulmaya ve yaşamaya devam etse
de bunların tamamı resmiyette geçerli kabul edilmemektedir.
Buna benzer şekilde Hazreti Osman dönemiyle birlikte aslın-
da ümmet bir tek lehçe olan Kureyş lehçesinde ve Mushaf ’ta
icma etmiştir. İmla işaretleri konusundaki ittifak arayışları