Page 260 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
P. 260
VAHİY İNZAL VE TENZİL KAVRAMLARI 259
445
“Bizler sadece Rabb’inin emriyle ineriz…” diyor. Yani bizim
buraya gelişimiz de izne tabidir. Bu izin olmadı mı benim sana
gelmem mümkün değildir demiş olması ve bunun ayette de yer
alması çok manidardır. Onun için Kur’an-ı Kerim, cumhurun
kanaati olan üçüncü kanaate göre, Allah tarafından Peygambe-
rine ne Cibrîl’in ne de Hz. Peygamber’in bir dahli olmayarak
Levh-i Mahfuz’dan olduğu gibi indirilmiştir. Ulemânın genel
kanaati bu şekildedir. Ben de bu kanaatin daha ihtiyata uygun
olduğunu düşünüyorum. Yoksa Hz. Peygamber’e ayetinde “ولَوَ
ْ
...لِّيُوَاَقَ ْ لأَا ضعِبِ َانَيِّلِعِ َ لٍوقِتِ” yani “Eğer o peygamber bizim adımı-
َ َ
َ
َ
ْ
َ
za söylemediğimiz bir sözü isnat etseydi” şeklinde bir uyarı gel-
mezdi. Hatta ayette yer alan “Yarın yapacağın bir şey için ben
446
bunu yaparım deme! Allah izin verirse başka…” şeklindeki
uyarılar, Nebî’nin bütünüyle vahyin kontrolü altında olduğunu
bize göstermektedir.
Prof. Dr. Mustafa YILDIRIM: Bunu destekleyecek bir
kanıtta Hz. Peygamberin eşi hakkındaki ayet hocam!
Prof. Dr. Mehmet ÜNAL: Evet muhterem hocam, ben de
onu diyecektim. Hazreti Peygamber bir ay bekliyor. Bir ay hiç-
bir şey yapamıyor, vahiy gelmiyor. Bir aydan sonra ayet iniyor
ve Hz. Peygamber, “Müjde ey Aişe/Büşra Ya Ayşe! Rabbin seni
temize çıkarttı” diyor. Ama annemiz, sitemkâr bir vaziyette
kendisine “Sana teşekkür etmiyorum ya Resulallah, Rabb’ime
hamdediyorum diyor. Beni isnatlardan beri kılan, temize çıkar-
447
tan Rabbime hamdediyorum” diyor. Buradaki incelik, vahyin
inişi eğer Hz. Peygamber’in keyfine göre olsaydı, onu bir ay
beklemesine gerek yoktu. Ama ilahi talimat bir ay sonrasında
445 Bkz. Meryem: 64 “ايِّ ِ سَ َ نْ َ كَبِرَّ َ نِا َ كِ امِوَ َ كَ ِ لََذَ نيِّبِ امِوَ انَ َ فَْلِ َ خَ امِوَ انَيُ ِ دَيَُأَ نيِّبِ امِ هَِلَ َ كَِبِرَّ ِرمَِأِْبِ َ لاَِّإِ ُ لٍزَنَتَ َ نْ امِوَ”
ً ُ َ َ َ َ ْ َ َ َ َ َ َ َ ْ َ ْ َ َ ُ � َ ْ َ َ َ َ َ
ٍ
446 Kehf: 23. “ادَ َ غَ َ كَ ِ لََذَ ٌ لِّ ِ عِا َ فَ ي ِ نِْإِ ءي َ شَ ِ لَ نَلَو ُ قِ َ تِ َ لاَّوَ”
�
ً
َ
َ
ْ
447 Ahmet b. Hambel Müsned, VI. 97.