Page 257 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
P. 257

256             KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI

             Dikkat edilirse âyette, Allah’ın Peygamberleri ile olan
         münasebeti;

             a. Ya mânânın peygamberin kalbine ilhâmı,

             b. Veya Allah’ın perde arkasından peygamberle konuşması,

             c. Ya da bir elçi melek vasıtasıyla gerçekleşmektedir.

             Peygamber aleyhisselam bu üç iletişim şeklinin üçüyle de
         Allah Teâla ile bağlantılı olmuştur. Yani Kur’an-ı Kerim’in bir
                                                        442
         kısmı direkt Allah’ın Peygamberin kalbine ilkâsı  ile olduğu
         ifade edilir ki rüyada Kevser sûresinin geldiğine dair bilgiler
         vardır. Perde arkasından vahiy Miraç’ta vuku bulduğuna dair
         rivayetler vardır ve Bakara sûresinin son iki ayetin bu şekilde
         indirildiği nakledilir. Hz. Peygamber’e Cebrâil’in gelmesi şek-
         lindeki vahiy ise en sık gerçekleşen şekli olduğunu burada be-
         lirtmemiz gerekir.

             Benden önceki hocalarım bunlara değişmiştir.

             Peki, Hz. Peygamber vahyi Allah’tan nasıl almıştır?


             Bu konuda üç ihtimal üzerinde duruluyor. Cebrail Levh-i
         Mahfûz’dan İlahî kelamı mana olarak almış ve Hz. Peygamber’e
         Arapça olarak aktarmıştır. Peki, Hz. Cebrail’in bir dili var mıy-
         dı? Ya da onun dili neydi? Mesela Cebrail İbranice olarak, ya
         da başka birtakım farklı dillerde peygamberlere onların diliy-
         le ilahî vahyi aktardığı gibi Hz. Peygamber’e de Kur’an vahyini
         alıp Arapça’ya mı çevirmişti? Bunu bilmiyoruz. Bu gayb kap-
         samında bir konu olsa gerek. Bu yoruma göre Cebrail Kur’an’ı

         442  Buna Şuara suresi 193-195’de şöyle işaret edilir. “Onu Rûhu’l-Emîn (Cebrâîl),
             korkutuculardan olman için, apaçık Arapca bir lisân ile senin kalbine
             indirmiştir.  نيِّبَمِ يبِرعِ نِاسَلِبِ نيُرَّذِنَمْلَا  نمِ نِوكُتَلَ كَبَلِقَ يلِعِ نيِّمِلأَا حِوَرَّ  ِ هِبِ لٍزَ َ نْ “
   252   253   254   255   256   257   258   259   260   261   262