Page 259 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
P. 259
258 KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
hal olduğu dillendirildi. Ona göre böyle bir ifade ilahi söz kap-
samına giremez. Belki bu tür ifadeleri Hz. Peygamber beşerî
bir refleksle ifade etmiş olmalıdır.
Aslında bizim kaynaklarımda var olan husus vahiy Hz.
Peygamber’e mana olarak gelse bile buna onun bir dahlinin ve
yorum eklemesinin olduğunu ima edecek bir kanaat yoktur ho-
calarım. Bilmiyorum siz göndünüz mü Mustafa Hoca’m?
Prof. Dr. Mustafa YILDIRIM: Yani yok yani. Öyle bir
söz yok hocam, böyle bir dil, böyle bir anlam bizim kitaplarda.
Prof. Dr. Mehmet ÜNAL: Vahyin Hz Peygamber’e nakli
ile alakalı bu ikinci ihtimalde benim anladığım kadarıyla Hz.
Cebrail, Allah’tan Levh-i Mahfuz kanalıyla gelen bilgiyi almış
ve Hz. Peygamber’e aktarmıştır. Bunu bir ihtimal Hz. Peygam-
ber Arapça’ya çevirmiş olsa da –demin de arz ettiğimiz üze-
re- içine bir şey katmamıştır. Eğer “kattı” dersek bu durumda
az önce hocam ayeti okudu, diğer hocalarımız da okudu. “Eğer
(Peygamber) bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı mut-
laka onu kudretimizle yakalardık. Sonra da onun şah damarını
mutlaka keserdik. Hiçbiriniz de bu cezayı engelleyip ondan sava-
mazdı. Şüphesiz Kur’an Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir
öğüttür.” şeklinde Hakka sûresindeki bu ayetle çelişki oluşuyor.
444
Peygamberin burada asla dahlinin olmadığını, bu Kur’an’ın
ِ
ilahi bir söz olduğunu, “نيِّمَْلََاعِْلَا ِ بٌرَّ نمِ ٌ لِّيُزَنَتِ ” denilerek âlemlerin
ْ ُ
� َ ْ
Rabb’inden indirildiğini Rabb’imiz ifade ediyor ayetlerde. Ki
Peygamber Efendimiz de Cebrail’e niye daha sık sık gelmiyor-
sun diyor ya. Şöyle sık sık gelsen de daha sık görüşsek deyince
444 Ayet: 43-47. “مْكُنَمِامْفَ . ِ نيِّتِولَا هِنَ ِ مِ َانَعَِطَ َ قَِلَ مُْثُ نيِّ ِ مْيِّْلَابِ هِنَ ِ مِ َانْذِ ْ خَ َ لأَ ِ لِّيُ ِ وَاَقََ ْ لأَا َ ضعِبِ انَيَِّلِعِ َ لٍو َ قِ َ تِ وَلَوَ
ْ َ َ َ
ُ ْ
ُ ْ
ْ
ْ َ
َ
ْ
َ
َ
ٍ
...نيُِزَجََاحَ هِنَعِ دَحَأَ نمِ”
ُ ْ َ