Page 400 - islam
P. 400

Allah Katındaki Din: İSLAM  375


           Tevrat kadar etkili olan Talmut ve Hıristiyanlıkta Yeni Ahit’in
           büyük bir kısmını oluşturan ve insanlar tarafından yazıldığı
           kesin  olarak  bilinmesine  rağmen  günümüzde  kutsal  kabul
           edilen bu metinler bunun en canlı örneklerindendir. Zira çok
           azı hariç bütün Yahudi mezhepleri Talmut’u, bütün Hıristiyan
           mezhepleri  de  elimizdeki  mevcut  Kitabı  Mukaddes’i  kutsal
           saymaktadır. Böylece zaman içerisinde kültürel/insani olan
           ilahî/dinî olanın yerini almakta,  bazen ondan daha önemli
           bir konuma gelebilmektedir. Hatta bu insan ürünü metinler,
           pek çok eleştiriye rağmen Yahudi ve Hıristiyanların hayatın-
           da vahiy ürünü olduğu kabul edilen kutsal metinlerden daha
           etkili olabilmekte, dinlerinin inanç ve ibadet esaslarını belir-
           leyebilmektedir.
           Dinî açıdan bir başka sorun da peygamberlerin dışında, de-
           ğişik  gerekçelerle  bazı  insanlara  insanüstü  statüsü  verile-
           bilmesidir. Kur’an-ı Kerim’de Hz. Musa’nın yanında bulunan
           ve Allah tarafından bir rahmet ürünü olarak kendisine ilim
           öğretilen kişi şeklinde tarif edilen ve İslam literatüründe “Hı-

           zır”  olarak  tanınan  kimse,  (Kehf,  18/65…)  Hz.  Süleyman’ın
           yanında Sebe’ melikesinin tahtını göz açıp kapayıncaya kadar
           getiren bilge kişi (Neml, 27/20…) gibi peygamberlerin dışın-
           da bazı insanlara özel bilgiler verildiğinden söz edilmektedir.
           Allah her insana ayrı türden bilgi, yetenek, görev ve sorum-
           luluklar  verebilir.  Ancak  insanlar,  din  adına  peygamberlere
           verilmiş olana tabi olmakla mükellef ve sorumludurlar. Hz.
           Muhammed  peygamberlerin  sonuncusu  olduğuna  göre;  “il-

           ham” ve “keramet” türünden bilgi, anlatım ve olaylar sade-
           ce muhatabı olan kişiler için geçerli olup, diğer insanlar için
           dinî bir mükellefiyet, sorumluluk veya mecburiyete kaynaklık
           oluşturmazlar. Bu sebeple Hz. Peygamber’den sonra hiçbir fâ-
           ninin kendisini, insanüstü güçlerle donatılmış biri konumun-
           da, insanlar üzerinde dinî bir otorite olarak göstermesi İslam
           açısından doğru değildir.
   395   396   397   398   399   400   401   402   403   404   405