Page 398 - islam
P. 398
d- Dinde İlahî Olan ile İnsanî Olan
Dünden bugüne tasavvuf ve tarikatlar sosyal hayatın bir par-
çası hâline gelmiştir. Dinî teorilerle dinî pratiklerin bir ara-
da ehl-i tasavvuf tarafından yaşanıyor şeklinde algılanması,
içerik ve uygulamalarda dinin onaylamadığı bazı hususları
içerse bile, toplumdaki bazı insanların dikkatini ve ilgisini
çekmeye devam etmektedir. Sadece söylemden ibaret kalan
bir dinî hayatın insan üzerindeki olumsuz etkileri veya etki-
sinin olmaması, aynı zamanda din kurumuna ve o kurumun
temsil niteliklerine de zarar vermekte, güven duygusunu za-
fiyete uğratmaktadır. Buna mukabil, dinî kurumların insan ve
toplum üzerindeki olumsuz etkileri, din adamlarının söylem
ve eylem farklılıkları, insanların tarikatlara ve tasavvufi ha-
yat tarzına ilgi duymasına sebep olmaktadır. Mutasavvıfla-
rın veya mürşit konumundaki kişilerin, kendilerinde olduğu
varsayılan gizemli otoritenin gücüyle, dinî kurumların içinde
bulunduğu hali eleştiri konusu yapması, kendilerinin etkin-
liğini daha da artırmakta, insanların bu alana yönelmelerini
kolaylaştırmaktadır.
Ehl-i tasavvufun bazı sıra dışı hareketleri (keramet, cezbe),
normal yaşayan insanlar için farklı bir görünüm taşır. Aslında
mutasavvıf böyle bir gösterinin arayışı içinde değildir, hatta bu
tür görünümleri hor görür ve elinden geldiği kadar gizlemeye
çalışır. Bilinmedik ve görünmedik şeyleri bilip görmek, birta-
kım ruhi çabalar sonucu, bazıları için mümkün ve arzu edilen
olsa bile, gerçek sufi için bunlar arzulanan hususular değildir.