Page 397 - islam
P. 397
372 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
değildir. Esas olan Hz. Peygamber’in tebliğidir, yani Kur’an-ı
Kerim ve Sünnettir.
Zaman içerisinde içerikleri, şekilleri, kuralları ve kurumları
değişen bu dinî ve sosyal olgu, tarihte İslam dünyasında bilim
ve medeniyete, sosyal barış ve dayanışma ruhunun gelişmesi-
ne büyük katkılar sağlamıştır. Her insan veya medeniyet gibi
onun da zafiyet geçirdiği, başkalaşıma tabi tutulduğu, ana
kaynağından uzaklaştığı, hurafe ve batıla bulaştığı dönemler
olmuştur. Bütün bunlara rağmen tasavvuf günümüze ulaş-
mış, İslam dünyasının vazgeçilmez bir olgusu hâline gelmiş
ve çeşitli isimler altında varlığını sürdürmüştür.
Mutasavvıflar dini yaşam biçimi olarak kabul etmişler, hiçbir
zaman bizim anladığımız anlamda ilim konusu olarak görme-
mişlerdir. Onlar dinin objektif haricî kaideler sistemi olmadı-
ğını, bu tür inanış ve uygulamaların hakiki imanla ilişkisinin
bulunmadığını ifade etmişler ve başkalarına önerilen dinî hu-
susların, bizzat önerenler tarafından uygulanmamasının dinî
samimiyetsizlik olduğunu belirtmişlerdir.