Page 393 - islam
P. 393
c- İslam Tasavvuf Tarihi
Tasavvufun kaynağı Kitap ve Sünnettir. Hz. Muhammed’in
yaşadığı züht hayatı bir anlamda dünyanın nimetlerinden el
etek çekme hali olarak algılanmış ve ashabın bazıları tarafın-
dan öyle uygulanmak istenmiştir. İslami fetihlerin çoğalma-
sından sonra ganimetler sayesinden zenginleşen Müslüman-
lardaki refah seviyesinin yükselmesi tasavvufun tepkisel bir
tavır olarak bilinen şekliyle ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
İslam tasavvufu başlangıçta, hayata karşı belli bir tavır ve
davranış olarak kendini göstermiş, daha sonra bir düşünce
tarzı ve yaşam biçimi şeklinde sistemleşmeye başlamıştır. Bu
gelişmede şüphesiz Kur’an-ı Kerim’deki bazı ayetler ve Hz.
Peygamber’in sünneti etkili olmuştur.
İlk dönem Müslümanlar, gerek Kur’an-ı Kerim ayetleri ge-
rekse Hz. Peygamber’in uygulamalarına bakarak, dünyadaki
çeşitli nimet ve zevklerin ahirette Yüce Allah’ın inananlara
ikram edeceği nimetlere engel olacağını düşünerek pek çok
meşru haklarını kullanmaktan vazgeçmişlerdir. Onların bu
yaşam biçimi, Kur’an’ın takva kavramının karşılığı olarak al-
gılanmış, bu yüce hedefe ulaşabilmek için dünya yerine ahire-
te yatırım yapmanın doğru olacağına inanılmıştır. İlk dönem
Müslümanlar, Allah’ın dünyayı isteyene vereceği, ahireti de
isteyene vereceği (Âli-i İmrân, 3/145) beyanını esas alarak
ahiretin daha hayırlı ve ebedî olduğu hususunu içeren ayetler