Page 394 - islam
P. 394

Allah Katındaki Din: İSLAM  369


           (En’âm, 6/32; A’râf, 7/145, 169; Yûsuf, 12/109) çerçevesinde
           ahiret hayatını kazanmayı tercih etmişlerdir. Bu inanca des-
           tek olarak da, kendisi masum/günahsız (Fetih, 48/2) olmakla
           birlikte Allah’a kulluk ve dinî pratikleri yerine getirme konu-
           sunda diğer Müslümanlardan daha hassas davranan Hz Mu-
           hammed’i kendilerine örnek almışlardır.

           Hz.  Peygamber’in  uygulama  ve  uyarılarına  rağmen  saha-
           beler  arasında  ruhsat  ile  amel  etmek  yerine  azimeti  tercih
           edenler olmuştur. Nitekim ilk sufiler olarak bilinen Ebu Zer
           el-Gıfarî, Huzeyfetü’l-Yemanî, İmran İbn Hasan el-Huzaî gibi
           önemli şahsiyetler, Allah’ın rızasını ve ahiretin ebedî mutlu-
           luğunu kazanabilmek ve Hz. Peygamber’i gerçek anlamda ör-
           nek alabilmek, İslam’ı doğru yaşayabilmek için züht ve takva
           hayatını tercih etmişlerdir. Onlar Allah tarafından, “kral bir

           peygamber veya kul bir peygamber olma” konusunda Cebra-
           il ve Mikail aracılığıyla kendisine sunulan tercih hakkını, Hz.
           Peygamber’in kul bir peygamber olma şeklinde değerlendir-
           mesini, lüks ve israftan kaçınarak mütevazı yaşamak ve dün-
           yayı ahirete giden yolda bir gölgelik olarak görmek şeklinde
           yorumlamışlardır. Bunun için Allah’ın gösterdiği ve Hz. Pey-
           gamber’in örnek olduğu yolda nefislerini tezkiye ve terbiye
           etmekle yetinmiş, yani yaşamak için yemişler, bundan fazlası-
           nı istememişlerdir. Onlar, bütün dünyevi etkenlerden kurtul-
           dukları takdirde Allah’a yakın olacaklarını düşünerek, Allah
           yolunda maddi hayatlarını ve varlıklarını hiçe saymışlardır.
           Aynı  şekilde  onlar  uzlet  hayatı  yaşayarak  sonradan  İslam
           tasavvufunun  vazgeçilmezlerinden  olan  keşif/keramet  gibi
           mistik beklentiler yerine Kur’an-ı Kerim’in öğretilerini daha
           iyi  yaşamaya  çalışmışlardır.  Gece  sabahlara  kadar  Allah’a
           kulluk görevini yerine getirmek isteyen Hz. Peygamber’i her
           alanda kendilerine örnek edinmişlerdir.
           İslam ile tasavvuf arasında bir ayrıma gitmek oldukça zordur.
           Hz. Ebu Bekir, Hz. Ali gibi hem dini yönden en ileri seviyede
           takva, hem de devlet adamı olarak çok önemli hizmetlerde
   389   390   391   392   393   394   395   396   397   398   399