Page 217 - islam
P. 217

192  Prof. Dr. Mustafa ERDEM


           çağırtarak  Hudeybiye  Antlaşması  gereğince  kendisini  Ku-
           reyşlilere teslim etmek zorunda olduğunu bildirir. Ebu Basîr,
           müşriklere teslim edilmemesini ister. Fakat Hz. Peygamber,
           “Bildiğin gibi biz Kureyş müşriklerine söz verdik. Dinimizde ve-

           fasızlığa yer yoktur.” buyurarak Yüce Allah’ın kendisine bir çı-
           kış yolu göstereceğini hatırlatır (Vâkıdî, Megâzî, II, 624-625).

           Kur’an-ı Kerim insanın her alanda doğru olmasının, toplum-
           sal alanda güven ve dayanışma ruhunu besleyeceğini belirt-
           mekte ve sosyal hayatın vazgeçilmezi olan ticari hayatta da
           doğruluk  ilkesine  mutlaka  riayet  edilmesini  şöyle  ifade  et-
           mektedir:
           “Vay  o  eksik  ölçen,  yanlış  tartanların  hâline;  başkalarından
           alırken dolu dolu alırlar da başkalarına verirken ve tartarken
           aldatırlar. Acaba bunlar; büyük bir günü, yaratan Allah’ın hu-
           zuruna  çıkarılacakları  günü  hiç  akıllarına  getirmezler  mi?”
           (Mutaffifin, 83/1-6) Bu ilahî hüküm gereği kendilerine çeki-
           düzen veren ticaret erbabıyla alakalı olarak Hz. Peygamber:
           “Doğru  ve  güvenilir  tüccar,  kıyamet  gününde  peygamberler,
           sıddıklar  ve  şehitlerle  beraber  olacaktır.”  buyurmuştur  (Tir-
           mizî, Buyû’, 4).

           Hz. Peygamber doğruluğun zıddının aldatmak olduğuna dik-
           kat çekerek işin ahlaki ve sosyal boyutunu şu veciz ifadesiy-
           le dile getirmiştir: “…Bizi aldatan bizden değildir.” (Müslim,
           Îmân, 164).

           3- Tevazu

           Tevazu,  insanlara  karşı  alçak  gönüllü  olmak,  kibirlenip  bö-
           bürlenmekten  sakınmak  anlamında  ahlaki  bir  kavramdır.
           Yani  kişinin  kendini  daha  aşağı  konumda  olan  insanların
           üzerinde görmemesi, fıtraten bütün insanlarla eşit olduğunu
           kabullenmesidir. Tevazu kibrin karşıtı olup başkalarını aşa-
           ğılayıcı duygu ve düşüncelerden uzak olma hâli olarak tarif
           edilmektedir.
   212   213   214   215   216   217   218   219   220   221   222