Page 212 - islam

Allah Katındaki Din: İSLAM 187

sahibine verilir. Borcu ödenmeden sevabı biterse, diğerlerinin
günahları ona yüklenir, sonra da cehenneme atılır,” buyurur
(Müslim, Birr, 59).

Kul hakkı ile doğrudan alakalı daha karmaşık ve kapsamlı
olanı kamu hukuku/devlet malı yemektir. İnsanlar ile bire-
bir helalleşmenin kısmen ihtimal dâhilinde olmasına karşılık
toplumsal hakların telafisi ve helalleşmesi neredeyse imkân-
sızdır. Bundan dolayı bu alan Türk toplumunda “tüyü bitme-
miş yetim hakkı” olarak ifade edilmektedir. Kamu yöneticileri,
sorumluluk konumunda olanlar dünyevi makam elde etmek
veya bulunduğu makamdan çıkar sağlamak gibi nefsi zaafla-
ra düşmemeye azami özen göstermeleri gerekir. Ne de olsa
bunların hepsi geçici, dünya fani ve ahirette hesap kesindir.
“Devletin malı deniz, yemeyen domuz” gibi oldukça yanlış bir
söz veya “şimdiye kadar başkaları yedi, biraz da biz yiyelim”
gibi nefsi zaaf ürünü beyanlar haramı ve devlet malının hak-
sız kullanımını meşrulaştırmaz.

Bugün İslam dünyasında yaşayan Müslümanlar arasında ada-
letsizlik, atalet, cehalet, gerilik, nifak, devlet malını kendine
alma, görevi suiistimal, kul hakkı yeme veya lüks özentisi,
israf gibi ahlaksızlıklar varsa bunun sebebini dinimizde ara-
mak doğru değildir. Belki dinin ruhsuz, kuru ibadet uygula-
malarının o ruhlar, vicdanlar üzerinde bir etkisinin kalmamış
olmasındandır. Doğrudan şekle ve sembollere indirgenen
dinî hayatın uygulanan pratikleri, inanan ve uygulayanlar için
iyiye, güzele, doğruya, helale yönlendirme ve kötüden, ha-
ramdan uzaklaştırma fonksiyonunu kaybetmektedir. Günü-
müzde dinî pratikleri yerine getiren müslüman sayısındaki
artışa karşılık, her geçen gün büyük bir hızla çoğalma eğilimi
gösteren ahlaki bozulmanın temel sebebini burada aramak
doğru olacaktır.
Günümüzün bir başka ahlaki problemi de iyilik ve güzellik-
lerin yayılması, kötülüklerin engellenmesi şeklinde millî kül-