Page 66 - Hz_Nuh
P. 66
Hz. NUH 65
164
parça parça, açık bir şekilde okuyup tebliğ etmiştir.
Yukarıda işaret edilen vahyin ilk iki şekli olan selim hisler ve
akıl, daha aşağı derecede olup hem peygamberlere hem de
peygamber olmayan kişilere olabilir. Üçüncü doğru haber ise,
Yüce Allah’ın yalnız peygamberlerine gönderdiği vahiy şekli-
dir. Vahyin bu şekli çok özeldir. Yüce Allah bununla insanla-
ra bildirmek istediği en mühim ilahi tebliğleri iletir. Kur’an-ı
Kerim, insanlığın dünya ve ahiret mutluluğu için gönderilen
yüce bir kitap olması sebebiyle, vahyin bu en yüksek şekli ile
165
gönderilmiştir.
Peygamber’imiz (sav), gelen vahiyleri unutmamak ve iyi
öğrenmek için gayret gösterirken Cenab-ı Allah tarafından
uyarılmış ve Kur’an’ın onun kalbine/hafızasına yerleştirile-
ceği bildirilmiştir. “(Resûlüm!) onu (vahyi) çarçabuk almak
için dilini kımıldatma. Şüphesiz onu, toplamak (senin kalbine
yerleştirmek) ve onu okutmak bize aittir. O hâlde, biz onu oku-
duğumuz zaman, sen onun okunuşunu takip et. Sonra şüphen
166
olmasın ki, onu açıklamak da bize aittir.” Bu durum sadece
Kur’an-ı Kerim’e özel olup diğer kutsal kitapların hiçbirine
nasip olmamıştır. İnsanların hepsinin, geçmiş peygamberleri
167
doğrulayan son vahye inanıp bağlanmaları istenmiştir. Ay-
rıca çeşitli zaman ve coğrafyalarda yaşayan peygamberlere
inen vahiyler de birbirini doğrulamaktadır. 168
Vahiy, Kur’an-ı Kerim’de; “(Resûl’üm!) Bunlar, bizim sana va-
169
hiy yoluyla bildirmekte olduğumuz gayb haberlerindendir…”
mealindeki ayeti kerimeden anlaşıldığına göre, gaybî bilgiye
ulaşmanın yolu olarak gösterilmektedir. Gaybı Allah’tan baş-
164 Furkan, 25/32.
165 Erdem, İslam, s. 101.
166 Kıyame, 75/16-19.
167 Yavuz, Vahiy, 42/440. Ayrıca bk. Bakara, 2/136-137; Âl-i İmran, 3/84-85.
168 Âl-i İmran, 3/81; En’am, 6/92; Fatır, 35/31.
169 Âl-i İmran, 3/44.