Page 71 - Hz_Nuh
P. 71
70 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
Kur’an-ı Kerim dışında “hakiki vahiy” yoktur şeklindeki bir
değerlendirme ilahi vahyin mutlaka bir kutsal kitapta yer al-
ması şeklinde değerlendirilebilir. Hz. Muhammed (sav) için
geçerli olan bu durum diğer peygamberler için de aynen ge-
çerli olmalıdır. Nitekim Cenab-ı Allah “Biz Nuh’a ve ondan
sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik.
Ve (nitekim) İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a, esbât’a (to-
runlara), İsa’ya, Eyyüb’e, Yunus’a, Harun’a ve Süleyman’a vah-
190
yettik. Davud’a da Zebur’u verdik.”
İslam kültüründe ayette ismi geçen peygamberlerden Hz. İb-
rahim’e suhuf, Hz. Davud ve Hz. İsa’ya da kitap verildiğinden
söz edilmektedir. Bunların dışındaki peygamberlere vahiy al-
maları dolayısıyla, verilen kitaplar zaman içinde kaybolmuş
mudur? Yoksa nebi ve Resûl kavramlarının izahında da gö-
rüldüğü üzere kendilerine kitap verilmediği şeklinde yaygın
kanaat bulunan peygamberler, sadece kendilerinden önceki
peygamberlere verilen kutsal kitapların hükümlerinin uygu-
lanmasından sorumlu tutulsalar bile, bu bildirim yine vahiy
yoluyla olmamış mıdır? İşin en can alıcı taraflarından birisi,
hakiki vahyin kutsal kitaplarla ilişkilendirilmesi ve sınırlan-
dırılması, kutsal kitap verilmeyen peygamberlere vahiy gel-
mediği şeklinde bir kanaatin ortaya çıkmasına sebep olmaya-
cak mıdır? Peki böyle bir değerlendirme yukarda mealini arz
ettiğimiz ayeti kerimeyi inkar manasına gelmeyecek midir?
Var sayalım ki kutsal kitaplar dışında hakiki vahiy yoktur.
Kendilerine kitap verilmeyen peygamberler peygamber ol-
duklarını nereden ve nasıl bilecekler? Buna ilave olarak onla-
rın muhatabı olan toplumlar, iddia edildiği gibi hakiki vahye
muhatap olmamaları dolayısıyla peygamber olduklarını iddia
edenlerin peygamber olduklarına nasıl inanacak ve din adına
tebliğ ettiklerini neye göre uygulayacaktır?
190 Nisa, 4/163.