Page 62 - Hz_Nuh
P. 62

Hz. NUH  61



             Bu vahiyler kaynak itibarıyla kutsal kabul edildiği için, onla-
             rın toplandığı kitap da kutsal kabul edilmektedir. Özel vahyi
             içeren kutsal kitap; Yahudilikte Tevrat, Hıristiyanlıkta Kitab-ı
                                                    147
             Mukaddes, İslam’da ise Kur’an-ı Kerim’dir.
             Vahiy Yüce Allah’a ait bir kelam olup, ilahi zatta mevcut ma-
             naların söze dönüşmüş şekilde Cebrail aracılığıyla peygam-
                                 148
             berlere indirilmesidir.  Başka bir ifade şekli ile vahiy, insan-
             la Yüce Allah arasındaki temasın en yüksek derecesi, haber-
             leşmenin en güvenilir ve en yanılmaz olanıdır. Vahiy işaret-
             ten, kitaptan, risaletten ve ilhamdan daha geneldir. Cenab-ı
             Allah’ın peygamberlerine tebliğ edilmesini dilediği din veya
                                                        149
             kitabı aracılı veya aracısız olarak bildirmesidir.  Dolayısıyla
             vahyin kaynağı Allah’tır. 150

             Peygamberlik,  vahiy  esasına  dayanmaktadır.  Kur’an-ı  Ke-
             rim’de bildirildiğine göre vahiy geleneği ilk insan ve ilk pey-
             gamber  Hz.  Âdem  ile  başlamıştır.  Bu  gelenek  Hz.  Muham-
             med’e gelen son vahiy ile tamamlanmıştır. Nitekim Hz. Ebu
             Bekir ile Hz. Ömer, Peygamber’imizin (sav) vefatından sonra
                                             151
             hane-i saadetinde Ümmü Eymen’i  ziyarete gittiklerinde o
             ağlamaya  başlar.  Ona  “Niçin  ağlıyorsun?  Allah  katındakiler


             147   Kılıç, s. 23-24.
             148   Yavuz, “Vahiy”, s. 42/441.
             149   El-Hadidî, 34-35.
             150   Kılıç, s. 27.
             151    İlk  oğlu  Eymen’e  nispetle  Ümmü  Eymen  künyesi  ile  anılmaktadır.  Habeş
                asıllı olup, dedesi Abdulmuttalib’in kölesi iken, miras yoluyla babası Abdul-
                lah veya annesi Âmine’ye, oradan da Peygamber’imize (sav) intikal etmiştir.
                Ümmü Eymen doğumundan itibaren Peygamberimiz Hz. Muhammed’e dadı-
                lık yapmış, onu emzirmiş, elinde büyütmüş, annesi ile birlikte Medine’ye da-
                yısını ziyarete gidip dönerken Ebva’da Âmine vefat ettiğinde onun yanında
                olmuştur. Hz. Peygamber, Hz. Hatice ile evlenince onu azat etmiştir. Ümmü
                Eymen, Hz. Peygamberin vefatından önce Suriye’ye gönderilecek orduya ko-
                mutan tayin ettiği azatlı kölesi Zeyd’in oğlu Üsame’nin annesidir. (Bünyamin
                Erul, “Ümmü Eymen”, TDV İslam Ansiklopedisi, İstanbul, 2012, s. 42/317.)
                Allah Resûlünün “Annemden sonraki annemdir.” diyerek taltif ettiği Ümmü
                Eymen, ilk Müslümanlar arasına katılmış müstesna bir hanımefendidir. (Ha-
                dislerle İslam, s. 1/389).
   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67