Page 194 - Hz_Nuh
P. 194
Hz. NUH 193
mu yanında, kişisel birikimlerinin de önemli bir yeri vardır.
Peygamberler nasıl ki yaşadıkları dönemin şartlarında mu-
cizeler gösterirse, bilim insanları da çalışmalarında kültürel
birikimleri yanında yaşadıkları dönemin bilimsel ve kültü-
rel seviyesini yansıtmaktadır. Bu bağlamda, Nuh Tufanı’nın
önemli kavramlarından olan “fare’t-tennur” ifadesi üzerine
yapılan yorumların dönemsel şartlar çerçevesinde ele alın-
masında yarar vardır. Nitekim ilk dönem tarihçiler ve müfes-
sirler, kendi zamanlarında buharlı gemiler henüz icat edilme-
diğinden “fare’t-tennur” ibaresini yeryüzünde suların fışkır-
ması, tandırdan suyun kaynaması olarak yorumlamıştır.
Modern dönemde bu kavram, deniz taşımacılığında önem-
li bir yeri olan buhar kazanıyla ilişkilendirilerek Hz. Nuh’un
yaptığı geminin, bu alanın ilk örneklerinden olabileceği üze-
rinde durulmuştur. Bu durum elbette Tufan olayının ve Hz.
Nuh tarafından yapılan geminin mucize olma karakterini or-
tadan kaldırmamakta, aksine güçlendirmektedir.
Kur’an-ı Kerim’de gökten inen ve yerden fışkıran suların bir-
birine kavuştuğu şeklindeki beyan, Tufan olayının büyüklü-
ğünü, her taraftan gelen suların insanların kaçmasına fırsat
vermeyecek nitelik taşıdığını haber vermektedir. Dolayısıyla
hiç akla gelemeyecek, olmaması gereken yerlerden bile su-
ların fışkırması şeklindeki bir durumda, tandırın/fırının Tu-
fan’ın sembolü hâline gelmesine sebep olmuş olabilir.
Tufan olayı kadar geminin yapılması ve aylarca suların üze-
rinde onca büyüklük ve ağırlığıyla kalması da en azından Tu-
fan benzeri bir mucize karakteri taşımaktadır. Onun buharlı
olduğu yönündeki açıklamaları, bu anlamda değerlendirmek
doğru ve makul olabilir. Ancak bu konuda yapılan yorumlar-
da, buharlı bir geminin uzunca bir zaman bu fonksiyonunu
yerine getirebilmek için gerekli olan yakıtın cinsinden ve
stoklarından hiç söz edilmemektedir. Bundan dolayı olsa
gerek, Maturidî: “Nuh’un gemisi, yolcuları götüren ve durup