Page 198 - Hz_Nuh
P. 198
Hz. NUH 197
Nuh’un duası sonrasında ortaya çıkan manzarada, kavminin
inanmayanlarının kendi soyundan gelen çocukları veya ma-
sum insanları yoldan çıkararak günah işletebilecekleri veya
mevcut sosyal ve kültürel ortamın onları olumsuz yönde etki-
leyebileceği yönünde çeşitli değerlendirmeler yapmıştır.
Bütün peygamberler insanlığın kurtuluşu, insanların dünya
ve ahiret saadetine kavuşması için gelmiştir. Onlar, insanla-
rın Yüce Allah’ın kulu olduğu bilinciyle herkesi O’nun katında
eşit kabul ederek, dünyada barış ve huzur içinde yaşamaları
için çalışmıştır. Onlar bu görevlerini yaparken, her zaman Al-
lah’ın yardımına mazhar olmuştur. Bu yolda da Cenab-ı Allah
peygamberlerin kavimleriyle ilgili yaptıkları duaları kabul
666
etmiştir. Ancak onlar kendilerine daima açık tutulan bu
kapıyı çok dikkatli değerlendirmiş ve mümkün olduğu kadar
insanların kurtuluşu yönünde dualar yaparak, onların yara-
rına/hayrına kullanmaya özen göstermiştir. Nitekim rahmet
peygamberi olarak bilinen Hz. Muhammed de, içinde yaşadı-
ğı toplumun kendisine reva gördüğü bütün eziyet ve zulüm
karşısında hiçbir zaman beddua etmemiştir. Gerek Taiflileri
İslam’a davet ettiği gerekse Uhud Savaşı’nda müşrikler tara-
fından yaralandığı zaman, en başta insan oldukları için mu-
hataplarını, özellikle de onlardan dünyaya gelecek nesilleri
düşündüğü için beddua etmemiş, “Allah’ım kavmime hidayet
667
ver! Çünkü onlar bilmiyorlar!” diye dua ederek onların he-
lak olmasını istememiştir. Hz. Peygamber en kederli olduğu
bir sırada, ona yardım etmek maksadıyla ve kendisine zulme-
den, acılar yaşatan müşrikleri cezalandırmak için Allah ta-
rafından gönderildiğini söyleyen meleğe: “Hayır, ben onların
helak olmalarını istemem. Bilakis, Allah’ın, onların neslinden,
yalnız Allah’a ibadet edecek, ona hiçbir şeyi ortak koşmayacak
668
kimseler çıkarmasını dilerim.” demiştir. Böylece o gelecek
666 İbn Kesir, Tefsir, s. 14/8121.
667 Köksal, İslam Tarihi, s. 4/180.
668 Köksal, İslam Tarihi, s. 2/143.