Page 193 - Hz_Nuh
P. 193
192 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
651
ğını hatırlatır.
Muhammed Esed, Hud suresinin 11/40. ayeti kerimesini
tercüme ederken “Ta ki, hükmümüz vaki olup da yeryüzünde
taşkınlar hâlinde kaynayıp coşuncaya kadar…” şeklinde mana-
landırarak “tennur” kelimesini Talmud’daki menkıbelere da-
yandığını belirtmiş, bunun tandır olarak değerlendirilmesi-
nin doğru olmayacağı kanaatine ulaşmıştır. Ona göre “tennur”
lafız olarak yerin yüzü, arzın sathı anlamına gelmektedir.
Tufan olayı Kamer suresi 54/11-12. ayeti kerimelerinde “Biz
de derhal nehir gibi devamlı akan bir su ile göğün kapılarını
açtık. Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık.” buyrularak yeryüzü-
nün her tarafından suların fışkırdığı belirtilmektedir. Burada
tennur ibaresi kullanılmadan Tufan’ın büyüklüğü ve dehşeti-
ne dikkat çekilmiştir. Bir mucize olarak, Nuh Tufanı’nı diğer
sel baskınlarından farklı kılan özelliklerden birisi de bu olsa
gerektir. Bu noktada Hud suresinde belirtildiği şekilde tan-
dırdan da suyun fışkırması mümkündür.
Hamdi Yazır ise tefsirinde; bu konuda kendisini destekleyen
görüşleri de naklederek geleneksel rivayet ve yorumların dı-
şına çıkar. O, Hz. Nuh’un gemisinin sıradan, basit bir gemi ol-
madığını, dağlar gibi dalgalarla mücadele edebilecek büyük-
lük ve güçte, o günün şartlarında mucize karakteri taşıyan ve
o güne kadar bilinmeyen bir nitelik ve teknolojiye sahip, bu-
harla çalışan bir gemi olduğunu söyler. Bu aşamaya gelinceye
kadar Hz. Nuh’un onu yapmaya devam ettiğini, sistem tamam
olunca gemiyi çalıştırdığını ve bundan sonra da geminin yük-
lenip harekete hazır olduğunu belirtir. 652
Dinî metinlerin yorumlanmasında, bilim insanlarının yaşa-
dıkları dönemin ve coğrafyanın bilimsel ve teknolojik duru-
651 Bk. En-Neccar, s. 59, 74-75.
652 Bk. Yazır, s. 4/2780-2783; Hasan Basri Çantay, Kur’an-ı Hakîm ve Meali Ke-
rim, İstanbul, 1972, s. 1/332.